Yakın dönemde Habertürk gazetesinin kapanması bir kez daha gösterdi ki geleneksel medya düzeni hızla değişiyor. Her ne kadar gazetelerin başındaki geleneksel ekolü temsil eden genel yayın yönetmenleri dirense de değişim kaçınılmaz.
Yazının başında bir tespit yaparak devam etmek istiyorum. Daha önce de dile getirdiğim gibi maalesef ülkemizde dijital medyanın nereye gittiği, ne kadar etkili olduğu ve nereye evrileceği ile ilgili bir vizyon yok.
Dijital platformlarda haber üretim aşamaları televizyon ve gazeteden çok farklı. Bir kere daha nitelikli bilgisayar ve grafik bilgisine ihtiyaç var. Doğru görsel materyal kullanmak için de donanım gerekiyor. Tabii tüm bunların yanında kaliteli habercilere ihtiyaç var.
Bu özelliklere sahip haberciler artık televizyon ve gazetelerde çalışan habercilerden daha iyi bir maaş alma şansları var. Daha düne kadar ciddiye alınmayan dijital medya artık haberciler için çok daha cazip.
Dünyanın en etkili medya kuruluşları uzun zamandır tüm planlarını ve projeksiyonlarını dijital platformlarına göre yapıyor. Doğru da yapıyorlar. Çünkü artık her şeyi, her an yanımızda bulundurduğumuz akıllı telefonlarımızdan takip ediyoruz. Telefonlarımızdan ulaşamayacağımız haber ya da bilgi yok. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan bir gelişme anında telefonlarımıza haber olarak düşüyor.
Sosyal medya baskısı…
Sosyal medya uzun süredir ciddi bir baskı aracına dönüştü ülkemizde. Özellikle toplumun ortak ‘bam teli’ konularında çok hızlı organize olunuyor. Son dönemdeki küçük çocukların kaçırılması ya da öldürülmesi… Hayvanlara yapılan insanlık dışı işkenceler… Toplumu en can alıcı yerinden yakalayan sosyal medya kullanıcıları ortak hareket ederek kamuoyu oluşturmayı başarıyor.
Ancak sosyal medya üzerinden orantısız bir baskı kurulunca bu kez yargı mercileri de bocalıyor. Hukuken ceza gerektirmeyen durumlarda bile yükselen tansiyonu düşürmek için karar alınabiliyor. Deyim yerindeyse toplumun gazı alınıyor.
Tıpkı Sakarya’da ayakları biçilmiş köpek olayında olduğu gibi. Sosyal medyadaki görüntülere duyarsız kalmak mümkün değildi. Bu görüntüyü izleyen herkes doğal olarak bunu yapan kişi ya da kişilerin cezalandırılmasını istiyordu. Sosyal medyada tepkiler bir anda çığ gibi büyüdü. Tepkiler sürerken yurdun dört bir yanından hayvanlara işkence haberleri gelmeye başladı.
Emniyet ve savcılık makamı hemen harekete geçti. Olayın faili olduğu söylenen bir kepçe operatörü gözaltına alındı. Operatör, ifadesi sırasında olayın kaza sonucu yaşandığını ısrarla söyledi. Olay yerindeki kamera kayıtları da kepçe operatörünün söylediklerini doğruluyordu. Ancak buna rağmen suçsuz bir insan toplumun gazının alınması adına birkaç gün de olsa haksız yere içerde kaldı. Onun için sosyal medyada bazı olaylara ve durumlara tepki gösterirken daha dikkatli olmakta fayda var.