Kapalı kalması ile yüzleştiğimiz bir gerçek var sosyal medya şirketleri konusunda. Devletlerin ve toplumların hukukları ve düzenlerinin üstünde bir yerde konumlanmış durumdalar. Bunu yaparken dayandıkları kurallar bütününün hukukiliği ve mahiyeti noktasında büyük sorunlar ve tartışmalar var ama kimse bu konuya girmiyor nedense!
TOPLULUK KURALLARI
Kimse düşünüyor mu acaba bu kuralların hukuki mahiyeti nedir diye? Bence tüm mesele burada düğümlenmekte. Bir şirket kendince "politikalar" ve bu politikalara uyumlu "kurallar" ihdas ediyor. Tüm dünyanın buna uymasını istiyor. Ama kendisi ülkelerin kurallarına tabi olmuyor, saygı duymuyor...
HERKES ABD VATANDAŞI!
Sadece tanıdığı tek kural veya tek hukuk var o da ABD yasaları. Dolaysı ile kendisine üye kullanıcılara, dünyanın neresinde olursa olsun ABD vatandaşına uyguladığı kuralları uyguluyor ve herkesin ABD vatandaşı gibi olmasını bekliyor. Sadece kişilerin değil, ülkelerin de!
MAHİYETİNİ TARTIŞMAK ZORUNDAYIZ
Topluluk kurallarının yasal durumu belirsiz. Bu konuda ciddi çalışmak ve Türk Hukukunda bunu yerli yerine oturtmak gerekiyor. Bunun için doğru soruyu sormak şart... Doğru soru "bu kuralların mahiyeti yani niteliği ne, nereye kadar iç hukukumuzda saygı duyulabilir veya uygulanabilirler" şeklinde olmalı bence. Buna cevap net mi bilmiyorum. Ancak bize gerekli olanlar bu sorunun altında eminim.
İNTERNETİN AKTÖRLERİ...
"İçerik", "yer", "erişim" ve "hizmet" sağlayıcılar... Bunların tamamının tanımına 5651 s. İnternet Kanunundan ulaşabilirsiniz. Bunlar temel aktör. İçerinden birisi var ki konumuzla ilgili. Bu da "sosyal ağ sağlayıcıları". Bu kavram mevzuata 2020'de girdi. Buna göre, (m.2/s) sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiler sosyal ağ sağlayıcı olarak kabul ediliyor. Sosyal ağ sağlayıcılarına 2022 yılı değişiklikleri ile birtakım zorunluluklar getirildi. Tam yetkili yasal temsilci bulundurma, rapor ve bilgi sunma, adli konularda muhatap bulundurma yani şube açma vb. Ancak buna uyum halen tam olarak gerçekleşmedi...
DEVLET GİBİ DAVRANIYORLAR
Sosyal medya şirketleri tıpkı birer devlet. Vatandaşları, kullanıcılar. Hükümeti, yönetim kadrosu. Anayasası, şirket sözleşmesi. Siyaseti, "politikaları" ve kanunları ise "topluluk kuralları". Ve bunlar kendi istedikleri ülkelerde elçilik yani şube açıyorlar. Yurttaşına hizmet sundukları devletlerin ulusal kuralları ile devamlı bir çatışma halindeler.
KANUN KOYUCU GİBİLER
Evet, Meta adeta bir "kanun koyucu" refleksi ile karşımıza çıkıyor. Şirket, bir yayın politikası belirliyor ve bunu "Topluluk Kuralları" olarak belirtiyor (kısaca): "Instagram'ın insanların ilham alabileceği ve kendilerini ifade edebileceği özgün ve güvenli bir yer olarak kalmasını istiyoruz. Bu topluluğu daha da iyi hale getirmemize yardımcı olun. Yalnızca kendi fotoğraf ve videolarınızı paylaşın ve yasalara daima uyun. Instagram'daki herkese saygı duyun. İnsanlara spam göndermeyin veya çıplaklık barındıran içerikler paylaşmayın..." diyor.
NİTELEME TEKELİ
Bu tanımı yaptıktan sonra; kendine göre "terörizm" "şiddet içeren aşırılık", "çocuk cinsel istismarı", "taciz/suistimal", "nefret söylemi" vb. kavramlara dair tanımları yapıyor. Ama bunlara dair algılama ve niteleme tekeli kendisinde! Zaten sorunda burada başlıyor.
HUKUKUN UFAK AMA ETKİLİ KISMI!
Rudri Bhatt Patel'in ifadesi ile "sosyal medya hukuku, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ve bu içeriği barındıran çevrimiçi web siteleriyle ilgili yasal sorunların tümünü içerir". Topluluk kuralları ise bu konunun sadece ufak bir kısmı ama etki alanı çok büyük.
DÜNYA NÜFUSU 2024'TE 8 MİLYARI AŞTI
We Are Social'in (2022) yayınladığı rapora göre dünya nüfusunun yaklaşık %70'i; cep telefonu kullanıyor. Ocak 2022'de dünya çapında 4,62 milyar sosyal medya kullanıcısı var. Bu, dünya toplam nüfusunun yüzde neredeyse %60'ı demek. Türkiye'de Ocak 2022'de ülkemizde 68,90 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunuyordu. Bunlar bile başlı başına etkinin çapını, ilgili alanın genişliğini gösteriyor...
HUKUKÇULARA 5 SORUM VAR!
ABD merkezli bir şirketin belirlediği kurallar iç hukukta hangi zemine oturmaktadır?
İç hukuk düzenlemesi ile çelişen bir uygulamada hangi kural, niçin üstün tutulacaktır?
Ülkelerin ulusal hukuklarının bu kurallar üzerindeki etkisi ne düzeyde seyredebilir?
Şirketlerin ulusal mahkemelerin kararlarını uygulamama tercihi hukuki midir?
Kısacası; "bu topluluk kurallarının hukuki nitelik ve mahiyeti nedir?"
Bunu tartışmadan, açma-kapama meselesini sağlıklı zemine oturtamayız...