Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıdırım’ın “çıkacağız” dediği havuz tüm takımların maçlarının yayın hakkını kapsayan paket.Bu konuda hemen herkes açıklama yaptı, nedense paketin sahibi Digiturk’ten hiç ses çıkmadı. Birinci ve zayıf ihtimal Digiturk’un de havuzun bozulmasını istediği. İkinci ve akla yatkın olan ihtimal ise Digiturk’un geçen sezon uygulanmasını sağladığı play-off sistemi başta olmak üzere futbolu bir şirket mi yönetiyor sorusundan sıkıldığı ve taraftarını örgütleme yekisi bulunan Fenerbahçe’yi karşısına almak istemediği gerçeği...
***
Peki Aziz Yıldırım blöf mü yaptı? Diplomaside bir kağıt üzerinde olması gerekenler vardır bir de gerçekte olanlar ki “De facto” tanımlaması buradan çıkmıştır. Aziz Yıldırım bugüne kadar “De facto” durum yaratmakta ne kadar başarılı olduğunu gösterdi. Yine de tahminde bulunurken Fenerbahçe’nin de en büyük gelir kaynağı havuzdan aldığı para olduğunu unutmamak lazım... D-Smart ve Türk Telekom’un futbol iştahının devam ettiği, Doğuş Grubu’nun 0 görüntüyle ciddi reklam aldığı, TRT’nin futbol savaşında asla geride kalmak istemediği bir ortamda maçların iddia edildiği gibi Fenerbahçe TV’de yayınlanması kolay olmayacaktır. Zira 17 maçın reklam geliri asla havuzdan gelen para kadar olmaz. Kaldı ki Fenerbahçe TV’nin karasal vericisi sınırlı, yayını Digiturk’te de var ve şifreleme imkanına sahip değil. Bu işte en büyük para toplu gösterim yapılan yerlerden gelir ki, Fenerbahçe TV’nin şu an onu sağlaması en azından takvim olarak mümkün değil...
***
Fenerbahçe’nin para harcayan taraftarıyla havuzun lokomotifi durumunda olduğu kesin ama dediğini yapması imkansıza yakın. Aziz Yıldırım gözünü karartıp yayıncı kuruluş kameralarını stada sokmayabilir ya da geçmişte olduğu gibi birileri kabloları kesebilir. Bu durum en çok Futbol Federasyonu’nu zora sokar zira geçen sezon yetkilerini yayıncı kuruluşa kulladırdığı iddiasına bu sezon otoritesini tanımayan kulüp sorunu eklenir. Özetlemek gerekirse hukuki durumu halen belirsiz olan Aziz Yıldırım elindeki en güçlü silahı ateşleyeceğini söyledi. Aziz Yıldırım’dan değil ama Fenerbahçe taraftarının örgütlülüğünden korkan diğerleri de şimdi bunun bir blöf olmasını ummak istiyorlar...