Senden sonra bilmedim an nedir? Kalbi saçından önce ağaran annedir o..
Anne, bir takvim yaprağı taze dalında. Senin geleceğin günü asla soldurmaz. Sor ki gittiğinde hangi gömlek varmış üzerinde, sadece o bilir. Evden ne söyleyerek çıktın, sadece o tekrar eder. Hangi çorbayı yaptığında aklına ilk sen gelirsin, hangi kuş konduğunda pencerene, ilk sana seslenir. Ve hangi gün gelip çattığında, eteğindeki çiçekler seni beklemekten solar. Hangi gün ? Gittiğin gün!
Diyarbakır'da anneler, gözyaşı ırmağı gibi gürüldüyor. Sinelerine bastıkları taşı alıp evlatlarının mezar taşı yapmaktan korkuyorlar.
Kimi "bebekken ne güzeldi eteğimin dibindeydi" diyor sanki. Kimi, " Şunu aldırdın bir kere bile giymedin" demeyi özlemiş evladına. Kimi, " Adıyla seslenmeyi, adını çağırmayı özlemiş. Ceylan, Mehmet, Ramazan..
Bu sefer başkaydı Diyarbakır. PKK'nın yaktığı Kurşunlu Camii'yi görüp " Evim yanaydı oğul" diye ağıt yakan beyaz yazmalı teyzenin yüzü, gökyüzü gibiydi sanki. Bulutsuz ve umutlu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'a gitti. Bir babaydı Erdoğan. Ve babaydı orada. Diyarbakır anneleri, sırayla anlatıyordu evlatsız geçen günlerini. Erdoğan, o annelerin sinelerine bastıkları taşı kaldırdı. Nasıl ki bahar cemresiyle gelir, o da müjdesiyle gitti, evlatsız açmayan hüzün çiçeklerinin yanına.
Türküsünü getirmiş yanında.
"Gönül dağı yağmur yağmur boran olunca,
Akar can özümden sel gizli gizli."
Biz Gönül Dağında çakalların pusu kurmasına izin vermeyeceğiz diyen bir babaydı Erdoğan.. Yürüyen hendek kazmalarının tehdit sıçrattığı o Diyarın bağrında halaylar çekiliyordu artık. Barikatların olduğu yerde, gür sesli kızların nameleri, erkeklerin mendil salladığı türküler geziyordu.
Diyarbakır'a bir baba gitmişti... O diyara yar olan bir baba.
.....
Hafta başında telefonumda bir mesaj.. Emine Nilifirka'dan. Emine, bir nehir gibi sessiz ama içine akan abla. Kardeşi 21 Mart 2015'te gitmiş. Daha doğrusu kandırılmış ve kaçırılmış. Mehmet Nilifirka İzmir Ege Üniversitesi Gazetecilik bölümünde okurken , hayal celladı PKK Mehmet'i anne bağrından koparmış.
Emine muazzam bir metanetin çiçeği. Annesi Ümmühan Nilifirka , o da en yiğit Diyarbakır Annelerinden. Kursağında kalan güzel günleri azar azar hatırlayıp anılara sığınmış. Ve bugün Mehmet'in doğum günü. Evinde olsaydı Emine kendi elleriyle pastasını yapar üzerine " Kardeşim" yazardı. Şimdi , " Kardeşim neredesin" diyerek ağlayarak sabah ettiği günleri onlara reva gören alçaklara ah ediyorlar!
Edecekler de!
Evlatlarının doğduğu günü, evlatsız geçiren Annelerin ahı dağlarınızı devirecek!
İyi ki doğdun Mehmet ,
Dolapta gömleğin, eşikte ayakkabıların, yastığın ve kalemlerin aynı yerindeymiş.. Sen yokken hiçbir şeyin yeri değişmemiş, sadece yokluğunu koyacak sığdıracak yer bulamamışlar.