İsrail devletinin kuruluşuna giden süreçte, Avrupa'da Yahudilerin ticaret yaparken Hıristiyanlarca tehlike olarak görülüp ticaretin dışına sürülmeleri sonucu, o dönemdeki ekonomik zorluklardan faydalanarak tefecilik yaparak zenginleşmeleri ve bunun sonucu olarak yönetimde etkinleşmeleri çok önemli. Bu sayede hem ekonomik olarak güçlenmiş hem de Vaat Edilen Topraklara yerleşmeleri için gerekli olan siyasî kararları aldırmışlar. Diğer taraftan bu durum Avrupa ve Rusya'da anti-semitizmin ortaya çıkmasına sebep olmuş, bu da Vaat Edilen Topraklara gitme sürecini beslemiş.
2000 yıllık diaspora hayatı, Akdeniz, Doğu Avrupa, Anadolu ve Arap yarımadasında sürmüştür. Gaon adlı Yahudi önderleriyle benliklerini korumuşlar. Avrupa'ya gidenler Hıristiyanların baskısıyla gettolarda kapalı yaşam sürdüler. 1290'da İngiltere'den tamamen kovulmaları gündeme geldi. 15. yüzyılda Almanya'nın bazı şehirlerinden, 16. yüzyılda Fransa'dan sürüldüler. Birçok Yahudi de 'dönme' olarak, Hıristiyan gibi kendilerini göstererek kaldı. 17. yüzyılda Yahudiler İngiltere'ye tekrar kabul edildi. Amsterdam Baş Hahamı Menasseh Ben İsrail'in kayıp on İsrail kabilesiyle ilgili İsrail'in Umudunda, Yahudiler dünyanın bir ucundan diğer ucuna yayılmadıkça Mesih'in geleceği kehanetinin gerçekleşmeyeceğini savunması, İngiltere'nin Yahudileri geri çağırmasında kullanıldı. 16-17. yüzyılda Saray Yahudi'si sınıfı ile yönetimi yönlendirdiler. 18-19. yüzyılda maddî ve siyasî güçlerinin doruğuna ulaştılar. Rotschild, Goldsmith gibi İngiltere yönetiminde etkili Yahudi hanedanları oluştu. Bu dönemde Cromwell ve Püritenlerden büyük destek aldılar.
Yahudilik, Yahudi insanların dini iken Siyonizm, liderleri ve katılımcılarının Yahudileri diğerlerinden ayrı bir ırk görüp 1917 Balfour Deklarasyonu ile ortaya atılan Yahudilerin Ulusal Vatanı kavramı ışığında, yerli Arapların elindeki Filistin'e politik varlık olarak Yahudileri yerleştirme fikridir. Ortodoks Yahudiliği, Mesihçi Siyonizm yani Yahudileri ruhsal açıdan etkileyip kutsal topraklarda yeniden bir araya getirmektir. 1871'de Alman birliğinin kurulması Avrupa'da milliyetçilik akımlarını, bu da Yahudi aleyhtarlığını şiddetlendirdi ve bu da Yahudi ulusal bilincinin doğmasına neden oldu. Siyonizm, Yahudilerin kurtularak anavatanına geri dönmesidir. Diasporayı ayakta tutan bu olmuştur.
Siyonizm, Hz. Süleyman'ın kutsal mabedi (Beyt Hamiktaş) inşa ettiği Kudüs'teki dağ Sion'dan gelir. Siyonizm'in dinî, politik ve kültürel parçaları olduğunu belirten Alan R. Taylor, Siyonizm'in amacını 'çağdaş politik milliyetçilik anlayışı çerçevesinde Yahudi kimliğinin yeniden oluşturulması' diye açıklar. Politik Siyonizm'in geri dönüş sloganının kullanılarak Normalleşme ve Diasporanın reddine dair modernist programlar konusunda dindar Yahudilerin desteğini kazandığını, bunun da entegrasyonun halk açısından problemleri, hiziplerin birleşmesi ve kültürel iddiacılık gibi konularla daha fazla ilgilendirildiği hâlde Yahudiliğin bir yönü gibi algılandığını açıkladığını belirtir. İşçi Siyonizm Birleşik Siyonist İşçi Partisi-MAPAM, Dinsel Siyonizm Dinci Ulus Partisi-MİFDAL, Genel Siyonizm 1850'den bu yana Filistin'e göç, İsrail ordusu, Likud ile temsil edildiği belirtilir.