Senegal asıllı fransız futbolcu Dia Katar’ın bir takımına (Katar Lakhwiya Sports Club Company) transfer oldu.
Fenerbahçe’de iki sene oynadı (!), sonra gitti.
Geldiği zaman Nancy takımına altı milyon avro bonservis bedeli ödendiğini hatırlıyorum.
Dia’ya ödenen transfer parasını tam bilemiyorum.
Katar takımına giderken alınan bonservis bedeli dört milyon avro.
Doğrusu tam bir işadamı mantığı (!) yürütmüş bizim kulübün yöneticileri (!!!).
Üstelik daha çok genç, 1987 doğumlu, kronik sakatlığı olmayan bir futbolcuden bahsediyoruz.
Dia bize geldiği zaman bu oyuncuyu neden aldığımızı anlayamadığımı yazdığımı hatırlıyorum.
Dia bize transfer olmadan Fransa’nın Nancy takımında dört sene oynamış, 137 maçta forma giymiş, topu topu 13 gol atmış.
On maç başına bir gol dahi tam düşmüyor.
Transfer kararı da doğrusu ilginç bir karar.
Dia Fenerbahçe’de iki sezon oynadı, 47 maçta forma giymiş, altı gol ancak atmış.
Ama Dia’nın hakkını yemeyelim, bizde on maçta bir gol ortalamasının üzerine çıkmış, yaklaşık sekiz maçta bir gol atmış.
Dia daha da önce Fransa’nın Amiens takımının formasını giymiş, üstelik bir ikinci lig takımı, bu takımda da 45 maçta sekiz gol atmış.
Görüyoruz ki, gol ortalamasında tüm kariyeri boyunca bir istikrar var, sekiz ya da on maçta bir gol atabiliyor bu süper yıldız.
Ve biz bu oyuncuya iki sene önce ödediğimiz bonservis bedelinin altında Katar’a satıyoruz.
Anlaşılan Katar takımı yöneticileri futbolcuden ve futbolden bizimkilerden daha iyi anlıyorlar.
Bu işler, 1987 doğumlu ve kronik sakatlığı olmayan bir futbolcunun geldiği bonservis bedelinden daha ucuza gitmesi, üstelik Katar’a, insanın aklına bin türlü şey getiriyor.
Şeytandır deyip kafamızdan kovmamız gerek herhalde.
TFF Etik Kurulu kararıyla sabittir, bizde futbolde kara para aklama, şike asla yoktur ve olmamıştır.
Ve bundan sonra da olmayacaktır.