Bu maç öncesi Basakşehir’in yenilmesi ile Galatasaray, lig ikinciliği yolunda bir avantaj yakaladı. Aslan’ın Adanaspor’u mağlup etmesi Şampiyonlar Ligi’ne katılma yolunda önemli bir mesafe kat etmesi demekti.
Maça coşkulu ve baskılı başlayan taraf ev sahibi Galatasaray olsa da ilk 10 dakikada 2 net gol pozisyondan yararlanamayan taraf Adanaspor oldu.
Galatasaray defansının arkasına ve arasına atılan her topun, Muslera ile karşı karşıya demek olduğunu ligde bilmeyen yok.
Galatasaray’da Tudor Hoca hücum gücü yüksek oyunculardan kurulu, aynı zamanda koşu mesafe temposu yüksek oyunculardan kurulu bir 11 sahaya sürse de Sarı-Kırmızılı ekibin defansı hiçbir zaman düzelmedi.
25’inci dakikada Podolski mi attı, İtandje mi yedi belli olmayan golle 1-0 öne geçen Galatasaray’dı.
Cim-Bom’da orta alanda Selçuk ve Josue topa hakimiyet ve geçişleri iyi yaptılar. Önde en etkili isimler Podolski ve Rodrigues iken Eren ve Yasin istenilen üretkenlikten uzaktı.
Galatasaray kanatları kullandığı her atakta etkili oldu. Cavanda’nın değil de Linnes’in hem de sol bek olarak ataklara daha fazla katılmasi iyi, ama sol ayağını kullanamaması ve ortaları kötüydü. 2. yarının başında Rodrigues ligdeki ilk golünü harika vuruşuyla atarak takımını rahatlattı.
Tudor hoca geldiği günden beri ilk defa 3’lü kurgudan 4’lüye döndü. Bu maçta da gördük ki Tudor’la birlikte takım koşuyor daha çok top kazanıyor ve topun arkasına geçiyor. Ancak 3. bölgede yani rakip kale sahası önünde pozisyon zenginliği hala az. Tudor’un haklı olarak antrenman temposu ve analizlere bakarak Sneijder’i oynatmadığını düşünüyorum. Umarım Sneijder artık koşmadan çalışmadan, idare ile oynayamayacağını anlar ve eski özlenen Sneijder olur. Yoksa futbolu o da Çin ya da Arap ülkelerinde noktalar.