Brezilya ile milli maç oynamak prestij açısından çok önemli. Ama asıl problem, 50 küsur yıldır TV’de seyrettiğin takıma karşı sahaya çıkaracağın futbolcuları nasıl organize edeceksin? Serbest bıraksan, oynattığın futbolcular rakiplerinden imza isteyecekler. Bu şartlarda galip gelme şansın sıfır bile değil. Bu yazdıklarımı sitem olarak almayın. Ben dünya futbolunda üst düzey takımlarla daha çok müsabaka yapma taraftarıyım. Yenileceksin ama ders alacaksın. Problem, yenilmene rağmen ders alamamaktır.
Türkiye açısından önemli olan maç, Brezilya açısından çok da önemsiz olmayan bir tarzda başladı. Daha çok sıkan Türkiye, 30. dakikada 2-0 önde olan, kafasına göre takılan Brezilya idi.
Bu maçta, bildiğim bir şeyi bir daha gördüm. Ülkeler yetiştirdikleri ürünü satmak için dünya piyasasına sunar, diğer ülkeler de alır. Bu buğdaydır, arpadı, pirinçtir vs. Brezilya da bu saydıklarım yerine futbolcu yetiştirip bu tip maçlarla malını piyasaya sürüyor.
Evet, yetenekleri var ama gerçek olan futbol kaidelerini yerine getirmek. Biz ne yapıyoruz; vatan millet sakarya hücum. Sonuç; rakip sıkmadan ilk yarıyı 3-0 önde kapatıyor. Daha çok futbol aleminin büyükleri ile hazırlık maçı yapmalıyız. Ve ders almalıyız. Futbolu seviyor, fuzuli para harcıyor ama bir adım öne gidemiyoruz. Bence önce yönetici yetiştirmeli, onların katkıları ile futbola bakış açımız değiştirmeliyiz.
1) Brezilya ile aşık atmak için çok çalışmak gerek. 2) Kazakistan asla Brezilya değildir. 3) öndeki engelleri aşamazsan Brezilya gibi devlerle uğraşmak hayaldir. 4) “Davul dengi dengine” vurmalı deyimimiz çok önemli. Brezilya’nın dengi değiliz. Farklı yenildik diye moralimizi bozmayalım. Ama acı olan şu: Biz niye Brezilya ile denk olacak hamleleri yapamıyoruz?