Bir toplum geçmişten ders alarak yürümek durumundadır. Hele geçmiş tecrübeler, büyük maliyetler ile kazanıldı ise. Bu gün ODTÜ den bahsetmek istiyorum. Bu kurum 1956 yılı başında faaliyete geçti. O yıllarda Ankara öğrenci olayları ile çok hareketli idi. CHP “ben bu cumhuriyeti kurdum nasıl olur da halkın iradesi ile iktidar olamıyorum” şuur altı dürtüsü ile her türlü muhalefet yöntemlerini, bu arada öğrencilerin bir kısmını da kullanıyordu. ODTÜ öğrenci birliği (ben de dahildim) 1960 ihtilal sonrasına kadar Kızılay meydanına inmedi. 1960-1961 öğretim yılı açıldıktan sonra, Ankara sıkıyönetim komutanı üniversite bahçesine gelerek bizi yönetimden uzaklaştırarak kukla bir öğrenci birliği kurdu. Artık yeni öğrenci birliği komutan tarafından hemen her gün Ankara’nın meydanlarına çağrılıyordu. ODTÜ gösterilerin aranan aktörü olmuştu.
Öğrenci birliği üniversitenin azınlıkta olan sol görüşlü öğrencilerden oluşturulmuş olduğundan “Fikir kulüpleri”, “Hür düşünce kulüpleri”, gibi birçok kulüpler oluşturularak ayakta durmayı denedi. CHP yaptığı muhalefete öğrencileri de çeker olmuştu. 1968 olayları ile de marjinal guruplar terör ile yaratılan mahalle baskısı yardımı ile üniversitede hakim duruma geçtiler. Bu gurup marjinaldi, zayıf akademik kadronun vasıfsız sözde hocalarını da kendi yanlarına aldılar. Marjinal gurup, derslere girmiyor (devam zorunluluğu olmasına rağmen) sınavlara girmiyor ama sınıflarını da geçiyorlardı. Özel sektör, 1985 yılı ortasına kadar, yetmişli yıllarda okuyan ODTÜ öğrencileri işe almazdı, çünkü çoğu derslere boykotlar sebebi ile girmemiş çok zayıf bir öğrenim görmüşlerdi. Sonraki yıllarda öğretim üye kadrosunun güçlenmesi, öğrencilerin yakasının bırakılması ile ODTÜ haklı bir üne kavuştu.
Demokrasiler, çoğunluğun, muhalefeti de dikkate alan idare tarzıdır. Ama marjinal gurupların baskı yaratarak yönetime dayatmada bulunması değildir. Marjinallerin sesini duyurması esastır, ama mahalle baskısı kurma teşebbüs hakları yoktur. ODTÜ deki son olaylar yüzde 2’yi geçmeyen marjinal bir gurubun eseri. Dikkatli yönetilmez ise bu marjinal gurup büyüyerek ODTÜ’yü kırk yıl öncesi anarşik ortama sürükleyebilirler. Ana muhalefet desteği fevkalade tehlikelidir. Geçmişte bu ülke sözde 68 kuşağının idaredeki hakimiyetinden çok şey kaybetti. Yine bunların kalıntıları, bu öğretim müessesesini raydan çıkarmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Geçenlerde yapılan öğrenci gösterilerinin hiçbir mantıki izahı yoktur. Bu hareketi öğrencilerin masum bir davranışı gibi göstermeye çalışan öğretim üyeleri gaflet ve dalalet içindedir. Tamamen bir bilimsel ve teknolojik aşamayı yerinde görmek ve yaşamak isteyen ülkede yüzde elli çoğunluğu elinde bulunduran hükümet ODTÜ ye geliyor, marjinal gurup “hayır siz gelemezsiniz” diyerek maddi hasarı olan olayları başlatıyor. Bazı sözde hocalar da bu olaylara arka çıkıyor. Siyasi bir toplantı yok, konuşma yok ama önceden hazırlanan senaryoya göre Molotof kokteylleri, sopalar hazır. Orasını kurtarılmış bölge olarak görenler var demektir.
Bu yıl içinde öğretim politikalarında yapılan önemli hatalardan, bedava okumak, sonsuz hak ile üniversiteyi bitirebilmek, bütünleme sınavlarına girerek pratikte derse devamı ortadan kaldırmak, yukarıda sözünü ettiğimiz marjinal gurupların büyümesine vesile olacaktır. ODTÜ deki olaylardan ne öğrenciler ne de ülke yarar görmüştür. Kazanımı olmayan ama kaybı çok olan o olayların tekrar etmemesinin yollarını aramak durumundayız.