Beyaz TV’de; Türkiye’deki kahve kültürü ve sohbetinin tüm renklerini barındıran, eğlenceli bir spor programı var. Bazıları (Belki de çoğunluk) ekranda yaşananları fazla laubali, seviyesiz, hatta zararlı bile bulabilir. Zaten bu yöndeki şikayetleri kamuoyuyla paylaşan köşe yazılarına da rastlıyoruz. Kimileri çok rahatsız.
Oysa ben eğleniyorum... Benim gibi bir çok kişi de, program saatini iple çekiyor. Doğrusu, beklediklerine de değmiyor değil. Şamata gırla... Program bitinceye kadar, ekrandan ayrılmam. Ertesi sabah erkenden işe gitmek zorunda olanlar bile kopamıyor. Fenomen oldular.
* * *
Türkiye’de çapı, kalibresi, paritesi çok düşük bir futbol var. Yerlerde sürünen bir değer için, saatler boyu ciddi konuşmaya gerek yok. Çünkü ağırbaşlı, tutarlı ve bilimsel konuşmaların bu ülkede kimseye faydası olmadı, olmayacak.
Beyaz TV’deki “Derin Futbol” ekibi, işi makaraya sararak; bir anlamda kendi futbolumuza yönelik ironi yapıyorlar. Aslında en şamata anlarında bile, kimsenin söylemeye cesaret edemediği ağır eleştiriler de ortaya çıkıyor. MHK eski başkanı Zekeriya Alp’i istifa etmeye zorlayan sebeplerden biri de, Derin Futbol’daki bu etkin eleştirilerdi. Demek ki işe yarıyor ve sonuç alıyor... MHK Başkanı Alp; Ahmet Çakar’ın kendisine yönelik “Oturduğun koltuğu, altından çeker alırım” demesinden 10 gün sonra koltuksuz kaldı. Yani bu “Derin Futbol”, bazılarının iddia ettiği gibi seviyesiz bir program olsaydı; var sayılan bu seviyesizlik, böylesine ciddi sonuçlar doğuramazdı.
Şamatası bol, eğlenceli, hedefi 12’den vuran, etkin bir program... Bazen ipin ucu kaçsa da, bizim kahve kültürümüzün aynası olmayı sürdürmelerinde; herhangi bir kalıcı hasar tehlikesi görmüyorum. Biz buyuz ve bizi gayet güzel temsil ediyorlar. Niye şaşıyoruz ki?
* * *
Siz, bırakın kahve köşelerini, aile toplantılarında futbolun nasıl dile getirildiğini sanıyorsunuz. Bizde futbol; evde, işte, sokakta, gerekirse Meclis lobisinde, tam da bu atmosferde dile gelir... Kimse oturup sürekli analizler yapmaz. Derin Futbol’da neler oluyorsa, aynısı olur...
Kendimizi (Bütün çıplaklığı ve gerçekliği ile) aynada ya da ekranda görmemizden niye rahatsız olalım ki?
Kızmayın, kasmayın...
Eğlenmeye bakın!