CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın mezarlarını ziyareti ve “tarihten ders çıkardık” demesi Türkiye siyasetinin son aylarının en olumlu gelişmesi idi.
Ama unutmayalım, CHP içinde, hem yöneticiler, hem milletvekilleri hem de seçmen düzeyinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu gecikmiş ama olumlu hamlesine diş bileyenlerin sayısı, oranı çok yüksek.
Kılıçdaroğlu’nu izlerken ilk aklıma gelen soru bu hamlenin karşı hamlesinin ne zaman ve nasıl geleceği oldu.
Yanılmamışım, çok gecikmedi, derin CHP’ye çok yakın duran CHP sözcüsü Sayın Haluk KoçOslo mutabakat girişimi üzerinden Kılıçdaroğlu’ndan, CHP’nin değişme düşük ihtimalinden rövanşını derin CHP, derin güvenlikçi devlet adına hemen aldı.
Kürt meselesi, kürt meselesinin bir türevi olan PKK meselesinin ulaştığı boyutları nefesimizi tutarak, korkarak izliyoruz.
Yapılabilecek her şeyin denenmesini istiyoruz, pahası ne olursa olsun, ölümlerin durmasını istiyoruz.
Bu süreçte on senedir iktidarda olan AK Parti’yi eleştirebilirsiniz, eleştirmek de lazım, iktidarın onuncu senesinde manzara bugünkü gibi ise bir şeylerin yanlış yapıldığı kesin.
ANCAK, AK Parti’nin kürt meselesi ve bu meselenin türevi olan PKK meselesinde muhtemelen, muhtemelen de değil, kesin olarak en az eleştirilebilecek icraatı bu pis savaşı sonlandırmak için devlet olanaklarını, devlet organları aracılığıyla ve kaçınılmaz olarak örtük yöntemlerle bir çözüm, bir mutabakat için kullanmış olmasıdır.
Bırakın eleştirmeyi, Oslo süreci için AK Parti’yi kutlamak, cesaretlendirmek, vazgeçmesini önlemek gerekiyordu.
AK Parti eleştirilecek ise Oslo sürecinde bir arayış içine girdiği için değil, bu süreci sonlandıramadığı için eleştirilmelidir.
Oysa, CHP sözcüsü Sayın Haluk Koç Oslo süreci için suç duyurusunda bulunacaklarını açıklıyor.
Bu açıklamasını da ne zaman yapıyor?
Her gün güvenlik güçlerinin on şehit verdiği, kürt gençlerden de bir haftada yüz ellisinin öldüğü bir ortamda, işlemiş ya da işlememiş, bir çözüm yolu için suç duyurusunda bulunuyor.
Önemli olan bu pis işi çözmek için her yolu denemektir, ölen fakir gençlerin hayatından daha değerli ne olabilir?
CHP Oslo süreci için suç duyurusunda bulunuyor ama peki bu partinin önerdiği, doğru dürüst, işleyebilecek bir çözüm önerisini duydunuz mu?
Bölgeyi kalkındırarak terörü ortadan kaldırmak gibi saçma bir öneri dışında.
Terör bitmeden bölgenin yatırım alamayacağını görmek için illaki de CHP’li, hatta, daha genelinde, siyasetçi mi olmak lazım?
Sayın Haluk Koç’un hamlesinden Sayın Kılıçdaroğlu’nun bilgisi var mıdır?
Sayın Haluk Koç derin CHP adına bu hamleyi Menderes hamlesine karşı bir hamle olarak mı yapmıştır?
Şayet bu suç duyurusu hamlesi Sayın Kılıçdaroğlu’nun gönüllü onayı ile yapılmış ise, bilinmesi gereken şey Menderes hamlesi ile Oslo süreci suç duyurusu çelişen, nihai analizde de negatif toplamlı hamlelerdir.
CHP’li yöneticilerin, tüm siyasetçilerin kafalarındaki değerler hiyerarşisinde gençlerin yaşamları ile soyut devlet değerleri arasında nasıl bir öncelik sıralaması vardır?
Bu hiyerarşi açıklanmadan sağlıklı tartışmak, mesafe almak zaten mümkün değil.
Söz konusu olan gençlerin hayatları ise, gerisi teferruattır.
Kalbi, vicdanı olanlar için, ölen gençler için kahrolanlar için Oslo sürecinde eski ceberrut devlet değerlerinin aşınmasının ne önemi olabilir. twitter.com/KarakasEser