Günlerdir Trump ve Biden'in televizyon tartışmasını konuşuyor dünya. Kimisi yaşlı ve kabiliyetini kaybeden Biden'a kimisi komik ama tüccar Trump'ın kazanacağını ifade etmeye başladı. Yaşlılık gülünç merkezi olamaz, olmamalı. Ama bu yaşlılık sendromunun küresel güç merkezi olduğunu iddia eden Amerikan başkanlığına halen aday olarak sunulması artık gülmeli değil ciddi ciddi üzerinde düşünülmeli bir durumdur.
Bazıları diyor ki, Trump gelirse savaşlar bitecek. Oysa Trump'ın döneminde Ukrayna'daki savaş başlatılmasa bile Rusya için tüm kırmızı çizgilerin geçilmesi sürecinin temeli atıldı. Gazze'deki katliam konusunda açıktan İsrail'den yana tavrına devam edeceğini ifade etmekten kaçınmıyor. Çin ve İran'ı küresel savaşın parçası edeceğini satır aralarından anlıyoruz. Anlamamız gereken tek önemli şey şudur: Amerikan derin devletinin paydaşları kimdir? Biz Biden ve Trump'a bakıyoruz ama esas mesele savunma şirketlerinin patronlarının, şimdi de yapay zeka şirketlerinin dahil olduğu derin Amerika'ya bakmamız gerekiyor.
Amerika'da demokrasi masalı gerçekten de kullanışlı bir silahtır ve bu silah istediğinde halkı sokağa döken, istediğinde sokaktan toplayan bir silahtır. Amerika'da seçimin kimin kazanmasından daha ziyade 3. dünya savaşı olduğunda, bittiğinde nasıl bir dünya ile masaya oturulacak sorusudur. Yaşlı Avrupa kurbanlık seçildiği açıktır. Derin Amerika tüm imkanlarını Rusya'nın çökertilmesine yönelttiği de açıktır. O zaman Zelensky isimli senaryonun gelişi de, Avrupa'nın bu savaşın parçası olacağı da aslında hazırlanmış plan olarak karşımızda.
Rusya Başkanı Putin, "savaşmaktan başka yol yoktur" derken nasıl da haklıydı. O gün kendisine "işgalci" diyenler acaba derin Amerika'nın dünya istilası projesine ne diyecek? Kendisini korumak için savaşmayı göze alan Putin yine tarihe kendi ülkesini savunan adam olarak gideceğinden benim şüphem yok. Ama derin Amerika'nın kendi çıkarları için Ortadoğu, Avrupa ve Pasifik'i kan gölüne dönüştürmek istemesine sesi çıkmayan hatta buna hizmet eden sözde demokratlara şüphem büyük.
Şimdi Trump mı Biden mı? Birisi küresel sermayeyi, diğeri emperyalist Amerikan fikrini temsil ediyor. İkisi de Amerika için geçerli argüman. Konjonktür hangi süreci pekiştirecek ve Çin nasıl siyaset anlayışını benimseyerek? Paylaşım savaşı tarafları açık ortada. ABD, Rusya'yı saf dışı bırakmaktan yana. Rusya ısrarla yeni Yalta sürecini pekiştirmeye gayret ediyor. ABD-Çin savaşı çıkmadan güçsüz Rusya arzusu derin Amerika arzusudur. Rusya bu süreçten yine başarıyla çıkarsa çok kutuplu dünya motivasyonu için kapı açmış olacak. Dünyayı ABD ve Çin arasında paylaşmak isteğine de çomak sokan Rusya modeli var karşımızda. Bu model aslında geri kalan dünya açısından kıymetlidir.
Derin Amerika'nın başkan olarak kimi tasarladığı anlamsızdır, anlamlı olan 3. dünya savaşı sürecinden kimin daha fazla yara alıp almayacağı olacaktır. Yorgun düşmemek ve masaya oturabilmek ve yeni dünyanın kutuplarından biri olmayı başarmak gerekiyor. Mesele şudur: Türkiye hangi konumda ve kimlerle olacaktır. Aslında olup bitenleri takip ederken burayı düşünmek zorundayız. Türkiye içindeki provokatif eylemleri, kışkırtıcı söylemleri bu konuları ve küresel paylaşım sürecini baz alarak analiz etmeliyiz.