Ali Koç, 19 Temmuz Dünya Fenerbahçeliler Günü'nde Bodrum'da konuştu. Hep hatırlattığım gibi çok konuşunca hata yapma riskiniz de artar. Bunun en sarih örneklerinden biri de Ali Koç. Konuşmasında "Biz, şampiyonluk için, başarı için ne yanak sıktırırız ne imar projemizin çıkarları için veya başka bir şey için, inandığımızdan, duruşumuzdan, ilkelerimizden ve Cumhuriyet'in bize biçtiği sorumluluktan taviz veririz. Az kaldı biz bu sistemi yıkacağız. Bu sistem derken ben siyasete falan girmiyorum. Siyasetin ismini, gücünü kullanıp yeri geldiği zaman Cumhurbaşkanımızın hiç haberi olmadan onun yetkisini gücünü kullanıp lobi yapıp istediği şekilde futbolu dizayn edenlere söylüyorum, sonunuza az kaldı" diyor.
Şimdi buradan Sayın Ali Koç'a sormak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın haberi olmadan onun yetkisini ve gücünü kullananlar kim ya da kimlerdir? Bildiğim kadarıyla Cumhurbaşkanının gücünü ve yetkisini Cumhurbaşkanı'nın izni ya da izni olmadan da kullanabilecek bir güç yoktur. Türkiye Cumhuriyeti anayasal bir devlettir. Cumhurbaşkanı gücünü ve yetkilerini anayasa ve kanunlardan alır. Cumhurbaşkanı'nın sahip olduğu güç ve yetkiler kimse tarafından kullanılamaz. Eğer birileri Ali Koç'a, Cumhurbaşkanı'nın gücünü ve yetkileri kullanabileceklerini söylemişler ve o da bu söylenenlere inanmışsa gerçekten büyük sıkıntı var demektir. Ali Koç bunu hep yapıyor. Önce uzun uzun konuşup, ben "siyaset yapmıyorum" diyor. Aslında satır aralarında bile değil, doğrudan kurduğu kalabalık cümlelerde siyasetin en alasını yapıyor. Sonra da "Ben yapmadığım, söylemediğim şeylerden dolayı siyasetin hedefine koyuluyorum" deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyor.
Ali Koç uzun konuşmasında; "...yanak sıkan, imar izni, cumhuriyetin bize biçtiği sorumluluklar" gibi kelimeleri birbiri ardına sıraladıktan hemen sonra üstüne de biz "bu sistemi yıkacağız" diyor. Ardından da "ben siyasete falan girmiyorum" diye belirtiyor. Tıpkı önceki örneklerinde olduğu gibi. Oysa herkes "Yanak okşayanın da imar izni verenin de" siyasiler olduğunu anlıyor. Ali Koç tarafından hedef konan, yıkılacak sistem, eko sistem değil. Açık bir şekilde anlaşılıyor ki Ali Koç tarafından konuşulan konu siyaset ile ilgili ve ağzından çıkan sözler son derece açık. "Ben siyasete girmiyorum" dese de apaçık siyaseti hedef alıyor.
Prompterdan okuma alışkanlığı yüzünden yazılı metin dışına çıktığında fahiş hatalar yapan Ali Koç, konuşmasında, kulüplerin içinde ve çevresinde konuşlanan siyaset bağlantılı kişileri işaret etmek istiyor aslında. Prompter olmadığı için aklından geçenlerle konuyu murat ettiği ile ilgisi olmayan noktalara götürüyor. Aslında konuştuğu bu konuların en önemli aktörlerinden birisi bizzat Ali Koç'un kendisi. Konuşmasında tarif ettiği bu kişilerden şikâyet eden Ali Koç, sadece Ankara ile siyasi konuları çözmesi için yönetimine adam almadı mı? Başka kulüplerde de Fenerbahçe'de olduğu gibi "Kamu İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi" var mı? Kamu İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliği, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün tarihinde bugüne kadar olmuş mu? As Başkan Acun Ilıcalı bizzat "Ben Ankara ile sorunları çözmek için geldim" demedi mi? Ali Koç'un yönetimine siyasetin ismini, gücünü kullanıp sokulan yöneticiler olmadı mı? Ali Koç hala başkanlık tecrübesi kazanamamışa benziyor. Hala alacağı dersler var. Üzerinde durduğu ve kolaylıkla yüzüne çarpılabilecek gerçekler konusunda bu kadar hakikatten uzak konuşulamaz. Sözleri sonradan önüne çıkınca "ben onu kastetmedim" diyerek de işin içinden çıkamıyor Ali Koç. Hala bunu öğrenememiş olduğu görülüyor. Net.
HERKES İŞİNİ YAPSIN
Gelelim Ali Koç'un, "Çok yakında İstanbul'da büyük Fenerbahçe mitingi yapacağız. Biz bir sisteme karşı mücadele başlattık" sözlerine. Ali Koç'un karşı olduğu Büyükekşi, seçimler sonucunda başkanlığı kaybettiğine ve Ali Koç konuşmasında siyasete falan girmediğine göre karşısında büyük bir mücadele başlattığı bu sistem nedir? Büyük Fenerbahçe Mitinginin toplanma amacı ne ola ki? Gerçekten de Kulüp Başkanlarının kendi kitlelerini birleştirmek için söyleyebileceklerinin bir sınırı yok.
TFF Başkanı Büyükekşi devrilmiş, yeni TFF henüz göreve başlamamış, lig maçları oynanmıyor. Ama Ali Koç sisteme karşı mücadele başlatıyor. Taraftarları, Büyük Fenerbahçe Mitingi için sokağa dökmek istiyor. Gerçekten de izahı değil mizahı olabilecek bir durum.
Altı sezonda 0 kupa kazanınca, ortada sarılacak tek dal, mücadele edilen (hayali) sistem olarak kalıyor. Ali Koç konuşmasında, Aziz Yıldırım'ın hatta Ali Şen'in hakkını veriyor. Onların da sistem sebebiyle başarısız olduğunu söylüyor. Oysaki Aziz Yıldırım'ın 6, Ali Şen'in 2 lig şampiyonluğu var. Ali Koç'un ise 0. Aziz Yıldırım'ı Galatasaray'ın iki şampiyonluk arkasına düştüğü için yerden yere vuran Ali Koç kendi döneminde Galatasaray'ın dört şampiyonluk arkasına düştü. Bugün itibariyle Galatasaray'ın toplam kupa sayısı 78. Fenerbahçe'nin ise 56. Aradaki fark 22. Fenerbahçe önümüzdeki 7 yıl içinde bütün kupaları bile alsa Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki fark 1'e inebiliyor. Tablo bu.
Bu tablo karşısında Ali Koç'un yapması gereken belli. Öncelikle iyi bir hocan olacak. Başkanlık seçimi olmasaydı, Aziz Yıldırım dillendirmeseydi asla yapamazdı. Ama her ne olursa olsun Mourinho ile anlaşıldı. Hoca konusu tamam. İyi takım kurmaya gelirsek, takımın zaten iyiydi. Yine seçim sürecinde vaat edilmeseydi olmazdı ama iyi ve nokta transferler yapıldı. Yani iyi takım kurma işi de tamam. E o zaman ne gerek var bu sözlere? "Sistemi yıkıyoruz, cam tavan kırıldı, miting yapacağız." Ne lüzum var bunlara? Ali Koç daha lig başlamadan saha dışı mücadele mottosunu bir kere daha ortaya attı. Bu konuyu biraz daha kanırtırsan bu sezon da ne teknik direktör ne de futbolcular şampiyonluğa inanmayacak, her başarısızlıkta sana dış güçleri işaret edecekler. Başkan lütfen bir sus. Biraz az konuş. Camia kenetlenmiş. Kongrede esmeye başlayan birlik beraberlik rüzgarları tüm camiayı sarmış. Taraftar yeni hocadan, futbolculardan memnun. Takıma inanıyor. Taraftarın istediği tüm futbolcular alındığı için takımda eksik olmadığı düşüncesi tüm futbol kamuoyu tarafından kabul görüyor. Lütfen bu konsantrasyonu bozma. Saha içinde kal.
Daha yeni Federasyon iş başı bile yapmadı. Büyük vaatleri var. Kamuoyunun da onlardan büyük beklentileri var. İçlerinde kulüp başkanlığı yapmış, feleğin çemberinden yüzlerce kez geçmiş, yaşamadık tecrübe kalmamış yöneticiler var. Geçmişin kronik sorunlarını bilen ve çözebilecek gücü olan bir federasyon var. Daha ortada hiçbir şey yokken miting falan işlerine girme başkan. Camianın ve taraftarın enerjisinden çalma. Bırak herkes takımını desteklesin. Ortak bir sinerji ile tüm kupalara talip ol. Bırak saha dışını. Saha dışına yönelerek bugüne kadar tek bir savaş kazanamadın. Bundan sonra da kazanamazsın. Saha dışıyla mücadele ederek, savaş kazanmak ayrı bir yetenek. O yetenek de sende yok. Bırak siyasilerin ağzından düşmeyen "cam tavan" laflarını. Bu lafları siyasiler söylesin. Miting falan siyasi konular. Bırak mitingi siyasiler yapsın. Sen kendini futbola ve futbolun saha içine ver. Nasıl ki senin karışmadığın hocalarla, kurduğun iyi kadrolarla ve sporcularla diğer takım sporlarında içeride dışarıda başarıdan başarıya koşuyorsan, futbolda da aynısını yap. Biz de o sezon bu sezon diyelim. Lütfen Başkan.