Dünya derbisi geldi çattı yine. Her nedense haftalar öncesinden konuşulmaya, kızıştırılmaya çalışılan G.Saray-F.Bahçe derbisine bu kez milletçe sakin hazırlanıyoruz. Ancak G.Saray 1461 Trabzon faciası yaşadı. Belki F.Bahçe’ye kilitlendiler ve kupaya konsantre olamadılar. Ama başka bir gerçekte yedekler yetersiz. Kupadan elenmeleri, derbi maçı etkiler mi. Bence hayır! Ama derbi sonrası sık sık gündeme gelir. Pazar akşamı Arena’da Sarı-Kırmızılı taraftarlar futbolcuları etkileyecek ezeli rakip ebedi dostlarına özel şov hazırlayacaktır. Şampiyonlar Ligi’nde son 16’ya kalmış, Kanarya’nın iki puan önünde olan G.Saray psikolojik olarak üstün durumda. F.Bahçe de Avrupa’da başarılı. Ligdeki yükselişi ezeli rakibi karşısında sergileyeceği oyunla daha da anlam kazanacak. Kazanırsa psikolojik üstünlüğü ve liderliği de ele geçirecek.
Bu tür maçların sonucu önceden tahmin edilemiyor. Sizce bu derbi çok gollü geçer mi? Bence geçmez. İki puan avantajı cebinde sahaya çıkacak olan G.Saray sanılanın aksine savunmasına daha çok önem verecek. Rakip yarı alanda baskı konusunda ısrarcı olmayacak, daha çok kendi kalesini korumayı tercih edecek. Takım halinde savunma, top bizde kalsın acele etmeyelim şeklinde oynayacaklar. Fatih Terim büyük olasılıkla dikkatli ölçülü bir şekilde oyunu kilitletecek. F.Bahçe daha yan ve geri paslarla G.Saray’ı çözmeye çalışacak! Oyun hakimiyeti F.Bahçe’de gibi gözükecek. Bireysel bir iki hareket ertesi günü sohbet konumuz olacak.
Tipik bir beraberlik maçı. İçinizi mi karartım! Evet haklısınız. Oysa Galatasaray’ın akıllı ne istediğini bilen, agresif baskılı bir oyunla başlaması, F.Bahçe’nin de Barcelona gibi pastan rakibinin başını döndürmesi, top kaybında pres, sert savunma beklentimiz var. Hele çalışılmış duran top varyasyonlarını heyecanla takip edeceğiz. Maçın kaderini etkileyecek bir diğer önemli unsur ise Fatih Terim ve Aykut Kocaman’ın oyunu okuma becerisi, taktik ve futbol bilgisi. Terim tecrübesiyle bir adım önde gibi gözüküyor. Aykut hocanın da son dönemde gösterdiği gelişim ve artılarını yabana atmamak lazım. Dev maç iki takımın nasıl çalıştırıldığının, motivasyon, fizik kondisyon ve direnç açısından dayanıklılığının gerçek anlamda test edilişi olacak. Eğer iki takım haftada iki maçtan yorulmuş ve yıpranmışsa maçın son dakikaları bir o kalede bir bu kalede geçer. Futbolcular için de Pareira Didi’nin 1974’teki sözlerini hatırlatmak isterim. “Bakın çocuklar... Türkiye’nin en önemli maçına çıkıyorsunuz, stresi bir kenara atıp sizden gülmenizi bekliyorum... Bu dakikadan itibaren, maça çıkana kadar gülmeyen futbolcuyu görürsem, takıma koymam.”