Sezonun ilk derbisi. Alınacak galibiyet Galatasaray’ın da Fenerbahçe’nin de puan cetvelinde yukarılara çıkmasını sağlayacak. Belhanda büyük bir fedekarlık yaparak maskeyle sahaya çıktı. Buna rağmen topa girmekten sakınmadı. Fener’de ise Isla uzun süre sonra sağ bekte görev aldı.
Maçın ilk 10 dakikasında iki takım da birbirini tarttı. Sonra derbide tempo yükseldi. Karşılıklı ataklar geldi. İlk 45 dakikanın röntgenini çektiğmizde Lemina’nın iki şutunda kaleci Altay devleşti. Nagatomo’nun son anda dokunduğu topta da gole izin vermedi. Muslera çok fazla zorlanmadı. Vedat Muriç’in ayağından bir pozisyonda topu söktü aldı.
G.Saray’da Babel sol kanattan pozisyon geliştirmeye çalıştı. Orta alanda Feghouli etkisiz kaldı. “Falcao ne yaptı?” derseniz, koskocaman bir hiç.
Kanarya ise Emre’nin liderliğinde oyunu karşı kaleye yıkmaya çalıştı. Max Kruse gol atmak için değil, asist yapmak için uğraştı. Ozan Tufan da sağ kanattan etkili olmak için uğraş verdi. Fener’in defansında Jailson-Zanka ikilisi vardı. Galatasaray ataklarını durdurmak için direndiler. Gustavo ise pozisyon hazırlamakta zorlandı. Tolga Ciğerci’nin 41.dakikadaki vuruşunda Galatasaray tribünleri nefeslerini tuttu, top az farkla auta çıktı. Hakem Cüneyt Çakır ise gereksiz düdükler çaldı. Verdiği kararlarda standart yoktu.
Ersun Yanal, takımın fazla ileri çıkamadığını görünce devrede Isla’yı çıkardı, Ozan’ı sağ beke çekti. İkinci yarı Deniz Türüç’ü sahaya sürdü. Cim-Bom yine baskılıydı. Falcao girdiği ilk pozisyondu golü attı ama pozisyon net ofsayttı. Lemina vuruş pozisyonunda ayağını çime takınca düştü, penaltı yoktu. Zaten atak öncesinde Babel topu elle almıştı. Aslan’da Lemina-Ömer Bayram, Feghouli-Emre Mor değişikliği orta alana direnç getirmek içindi.
90 dakika golsüz biterken zaten maçın hakkı da beraberlikti. Futboldan da maalesef hiç keyif alamadım.
Derbinin en güzel görüntüsü ise Fener’in Alman futbolcusu Max Kruse’nin İstiklal Marşımızı seremonide bizden biri gibi okumasıydı.