Burası Çatladıkapı, Küçük Ayasofya Camii'nin hemen altı...
Benim çocukluğum burada geçti.
Fotoğrafı görünce çocukluğuma bir yolculuk yaptım.
Güzel günlerdi 3 metrelik misina, sinek iğne, midye ya da karides ile at çek kovayı ispari, karagöz gibi balıklarla doldurduğumuz zamanlardı. Şimdi ne yazık ki aynı kıyılardan istavrit yakalarsak kendimizi şanslı sayıyoruz. Geçenlerde 4 kardeş gittik, üç saatte 4 tane istavrit yakalayabildik. Denizdeki kirlilik kadar akşamcı ya da piknikçi diyebileceğimiz insanların geride bıraktığı çöp poşetleri, plastik bardaklar, şişeler ve denize uçup gidin çöp yığınlarına baktım. Dünyamızı ne kadar hoyrat kullanıyoruz diye düşündüm. İnsanların dünyanın virüsü olduğunu düşünüp onu yok etmeye gelen uzaylı filmleri aklıma geldi bir an, üzüldüm. Denizlerimize karşı daha saygılı olmalı, kıyılarımızı daha temiz kullanmalıyız. Kıyılarımız demişken aklıma gelen bir proje var. "Deniz Havuzları" özellikle İstanbul Boğazı'nın güçlü akıntısı herkesin malumu ve buralarda yüzmek herkesin harcı değil, ne yazık ki her yaz boğulma haberleri de geliyor. Bu yüzden Marmara Denizi'nin kıyılarına cep havuzları yapılamaz mı?
En azından çocukların hayatını tehlikeye atmadan serinlemesi için bir çözüm üretilmiş olmaz mı? Aynı uygulama Adana'nın sulama kanalları için de yapılabilir, zira sadece yasak tabelası asmakla çocukları durdurmak mümkün olmuyor.
ABD ASLINDA KAYBEDİYOR
Çoğu çocuk 500 sivilin katledildiği el-Ehli Baptist Hastanesine atılan bombanın sesi ile bir gün sonra Kudüs Hastanesine atılan bombanın sesi birebir aynı. Gazze kıyameti yaşıyor.
Ve mühimmat uzmanları bunun ABD'nin, İsrail'e koşulsuz teslim ettiği bombalar olduğu konusunda hemfikir...
Ayrıca ortaya çıkan yeni görüntüler de hastanelerin uçaktan atılan bombayla vurulduğunu kanıtlıyor.
ABD Başkanı Biden, "40 bebeğin kafası Hamas tarafından kesildi" yalanından sonra bu kez de hastane bombalanmasıyla ilgili olarak İsrail'in yanında duracağım diye yalana ortak olmak için "bomba karşı taraftan atıldı" yalanına sarıldı. Aslında tüm bunlar ABD'nin eski taktikleri.
Latin Amerika ülkelerinde yaptıkları katliamlarda, darbelerde, kukla yönetimlere destek verirken hep aynı yöntemi kullandılar...
Ancak hem Tel Aviv hem de Washington yönetimlerinin fark edemediği bir gerçek var.
Dünya çok değişti... Ve artık Batı merkezli yalanların insanları kandırma etkileme gücü eskiye göre çok daha az.
Zira cep telefonları, güvenlik kameraları, sosyal medyada paylaşılan videoları anında analiz edip doğru bilgi ile yalanları çürüten uzmanlar var...
Bu yüzden Kassam Tugaylarının yaptığı 7 Ekim'deki saldırı, o saldırıda sivillerin de katledilmesi, İsrail'e yönelik özellikle Batı'da bir sempati dalgası oluşturdu. Ama İsrail'in katliamları, Hamas'ı vuruyoruz yalanıyla çocukları paramparça eden devasa bombalar kullanması, acımasız saldırılar bu sempati bulutunu kısa sürede dağıttı. Rüzgar tersine dönüyor...
BM'deki oylama ABD vetosuna takılsa da birleşmiş vicdanları engelleyecek bir veto yetkisi yok.
ABD'de, Netanyahu'nun katliamlarına dur demek isteyen Yahudiler, Kongre'de oturma eylemi yapıyor.
Yunanistan'da yüzbinlerce kişi sokaklarda eylemde.
İspanya, Avrupa Birliği'nin aksine "Netanyahu yargılanmalı" diye çağrılar paylaşıyor.
Biden yönetiminin anlamadığıysa insanlık vicdanını kanatan saldırılar, tek kutuplu dünya düzenini temelinden sarsıyor.
Örneğin, Filistin, Ürdün, Mısır yönetimleri ABD Başkanı Biden ile olan randevularını iptal etti.
Biden akli melekeleri sebebiyle farkında değil belki ama ABD, Orta Doğu'daki nüfuzunu kaybediyor.
Ve uçak gemileri, büyük büyük silahları artık insanları eskisi kadar korkutmuyor.
Hatırlayın eskiden ABD hapşırınca Türkiye hasta olurdu, artık Erdoğan açıktan net mesajlar veriyor.
Afganistan'dan çekilmek zorunda kalan, Irak'ta asker-para kaybeden, Suriye'de terör koridoru projesi akamete uğratılan ABD'ye yönelik üst perdeden açıklamalar daha sık geliyor.
Örneğin, Rusya Lideri Putin'in yaptığı açıklama çok ama çok dikkat çekici.
Putin'in, Akdeniz'deki ABD uçak gemilerinin Karadeniz'deki Rus hipersonik füzelerin menzilinde olduğunu hatırlatması ve bu hatırlatmayı da Çin ziyaretinde yapması üstüne düşünülmesi gereken bir mesele.
Zira Suriye'deki limanlarıyla sıcak denizlere inmiş bir Rusya, Orta Doğu'da İran ile Suudi Arabistan'ı barıştıracak güce ulaşmış, birçok anlaşmaya imza atmış bir Çin var. Afrika'dan sonra Orta Doğu'ya da ağırlığını koymaya başlamış bir Pekin yönetimi aslında ABD'nin gerçek rakibi. Borcu 33 trilyon dolara ulaşan ABD, su almaya başlamış bir transatlantik gemisi gibi güçten düşüyor. Ve Biden farkında değil belki ama o dev geminin manevra alanı da gücü de azalıyor.