Türk-Amerikan ilişkilerindeki bütün faturayı Erdoğan'a kesen bir muhalefetimiz var.
Demokrat Partili Biden yönetimi ile Türkiye arasındaki sorunlar çözülmedi. Her ne kadar Pentagon-Ankara ilişkilerinde daha iyimser bir tablo olsa da, siyasi ilişkiler zayıf kaldı.
Türkiye henüz seçim atmosferine girmeden, ABD hazırlık yapmaya koyulmuştu. Türk demokrasi projesi (Turkish Democracy Project) başlamış, uygun adımlar atılmıştı.
ABD'de yürütülen "demokrasi" projelerinin ardında, hedefteki ülkeye yönelik felaket senaryosu hazırlanır. ABD'deki birtakım analistler Türkiye siyasetini analiz ederken herkesin mezhebini, kökenini, meşrebini incelemesinin nedeni de budur.
2021 yılında ABD'de yayınlanan bazı makalelerde İmamoğlu ve Mansur Yavaş öne çıkarılmış; Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliğinden dolayı dezavantajlı sayılmıştı.
ABD seyahatinde gazetecileri atlatan Kılıçdaroğlu, diyalog kurmaya çalıştı; ancak olumlu netice alamadı.
Kılıçdaroğlu'nun Dersim Alevi'si kimliğini en çok CHP'liler tartışmış, parti içindeki delege istatistikleri partililerce gündeme gelmişti. Mesela parti yönetiminden biri bana 1.200 delegenin 870 tanesi Alevi dediği zaman çok üzülmüştüm.
Atatürk'ün kurduğu partide mezhep tartışmasının yaşanmasına çok şaşırmıştım. Üstelik CHP gibi laiklikle özdeşleşmiş bir partide insanların tek tek Sünni/Alevi diye fişlenmesinden benim yüzüm kızarmıştı.
Demokrasinin bir bölgeyi istikrarsızlaştırma için araçsallaştırılması yeni olmasa da 1990'lardan itibaren kimlikler/kültürler iyice yüceltildi.
Başka tarihsel tecrübelerden düşünce ithali teşvik edildi. Kavramlar tercüme edildi, yeniden üretildi. Geleneği yıkan, maziyi ilkel bulan, kültürü yok sayan selefi hareketler öne çıkarıldı. Yeni akımlar desteklendi.
Kadim ortaklıklar, kültürel birikimler hedefe kondu.
Orta Doğu, Kafkasya, Doğu Avrupa, geniş planda Afro-Avrasyanın durumu ortada. Buralar bizim doğrudan takip ettiğimiz ve demokrasi projeleri ile ortak ideallerin iğdiş edilip kültürel farklılıkların öne çıkarıldığı yerler.
Bu bölgelerdeki kimlik merkezli ayrışmaları ve çatışmaları hafife almayın.
Lübnan, Irak, Libya, Suriye... Sünniler, Şiiler, Kürtler, Araplar, Dürzîler, Ezidiler, Türkmenler... Ukrayna'da Katolikler, Ortodokslar, Müslüman Tatarlar ve Yahudiler... Dini/kültürel kimlikler öne çıktıkça çatışmalar arttı. Bu ülkelerin darmadağın olması birdenbire olmadı.
Sonuç ortada...
Irak'ta, Suriye'de, Ukrayna'da olanlara iyi bakın. Türkiye'ye dayatılan modele dikkat edin.