Belki biraz tuhafınıza gidecek ama, Beşiktaş geçen hafta 4 yerken; o maçın ilk yarısında, dünün ilk yarısından daha iyiydi... Bu kez gol atmış olmasına rağmen, bozgun maçının başlangıç kalitesine ulaşamadı.
42. dakikada Olcay'ın harika ortası, Fernandes'in şık şutu ve Ordu kalecisinin mükemmel kurtarışı; devrenin tek olumlu fark anıydı... Niang'ın golü bile, topu bir anda önünde bulmasının şansıyla geldi. Beşiktaş iyi değildi.
Stancu'nun çok yakın mesafeden kaçırdığı iki pozisyon, ibreyi tersine çevirebilirdi. Ordu iyi kafa tuttu... Konuk takım; bu maça gelene kadar Beşiktaş ve Trabzon'dan daha az gol yemişti. Demek ki özünde gizli bir cevher var. Sorun, gol atamayışlarında... Zaten son 3 maçtır tıkları yoktu!
***
Mustafa Pektemek, iyi niyetle mücadele ediyor ama; gol atma sorumluluğu altında ezildiği için, panik yapıyor. Pozisyonlarda ya çok acele ediyor ya da çok geç kalıyor. Üstelik kendi kendini sakatladı... Sakinleşse, dengeyi sağlayıp daha yararlı olacak.
Dentinho da savruk ve amaçsız... Göndermek istediği toplar, hep önündeki rakibe çarptı. Yarı şaşkın bir hali var... Doğru dürüst pas veremedi, orta yapamadı, şut atamadı, pozisyona giremedi, girdiğinde de çuvalladı... Tam konu mankeni!
Escude'nin gazetelerde yeralan demeci gibi; futbolda sadece koşanlardan! Çıkması iyi oldu,
***
Oğuzhan'ın sahaya girişi; bu kez, daha önceki girişlerinde oluşan parıltıda değildi. Oyuna ısınması zaman aldı. Gene de takımın toparlanmasında katkı sahibi oldu. Beşiktaş ikinci yarıda; daha iyi değildi ama, daha sakin ve daha organizeydi. Ordu zaman zaman sıktıştırdığında bile stres yüklenmedi. 1-0'lık güvensiz skor, Demokles'un kılıcı gibi son anlara kadar hep tepelerinde durmasına rağmen; ciddi bir panik yaşamadılar.