Terör örgütü elemanı olmaktan hükümlü Selahattin Demirtaş,14 Mayıs ayarlı el yapımı bir bombayı muhalif seçmenin ortasına fırlatıp inine çekildi.
Benzer bir çağrıyı 6-8 Ekim 2014'te PKK talimatına uyarak yapmıştı Demirtaş.
Kürtlerin yoğun yaşadığı illerde HDP'li belediyelerin desteğiyle kazdıkları hendekler, yığdıkları barikatlar marifetiyle zaten terör estiren, Kürt vatandaşlarının evlerine, çocuklarına, kızlarına el koyan PKK Demirtaş'ın çağrısıyla sokaklara dağılmış ve FETÖ yardımıyla üç gün süren saldırılarda ikisi polis 37 kişi hayatını kaybetmişti.
O 37 kişinin arasında kurban eti dağıtırken işkenceyle katledilen Yasin Börü ve arkadaşları da vardı.
Çağrıcısı, azmettiricisi olduğu cinayetlere ilişkin pişmanlık duymayan eski HDP yöneticisi bugünlerde bilakis çok mutlu. 6+1 masanın ortak cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan çok umutlu.
İyi Parti lideri Meral Akşener kolundan tutulup masaya yeniden oturtulduğundan ve Kılıçdaroğlu HDP kapısında görüldüğünden bu yana diğer HDP'li, TİP'li, YSP'li isimler gibi coştukça coşuyor.
HDP MASADAN İSTEDİĞİNİ ALDI
Coşku öyle büyük ki masaya zarar verme, vatansever seçmeni huzursuz etme ihtimaline bile boş verip açık açık söylüyorlar:
Öcalan özgür olacak,
Türkiyeli Kürtler Suriye'deki gibi özerk statü kazanacak,
Türk Silahlı Kuvvetleri terörü sınır ötesine süpürdüğü Suriye'den ve Irak'tan çekilecek,
Asker bir daha PKK'ya askeri operasyon yapmayacak. PKK terörle mücadeleye "savaş politikası diyor (!)
Terör bağlantısı nedeniyle kayyum atanan belediyeler yeniden PKK'ya verilecek. Pardon, onlar HDP diyor.
Bunların bir kısmını zaten CHP'de diyor.
Masanın ufak tefek ortakları bu konuda ya sessiz kalıyor ya ağızlarının içinde yarım yamalak bir iki cümleyle yasak savıyor.
Meral Akşener'in ise ne dediğinin bir önemi yok artık.
Fatma Kurtalan'dan sonra Yavuz Ağıralioğlu da yüzlerine baka baka İyi Parti'nin koordinatlarının HDP'nin tam da yanı olduğunu haykırdı sonuçta. O yüzden Akşener'i geçelim.
Hal böyle olunca Selahattin Demirtaş da seçim çalışmalarına ortamı terörize ederek başlamış oldu.
SEÇMENLE DALGA GEÇİYOR!
Dediğine göre seçimlere hile katılacak, daha sandıklar açılmadan Erdoğan kazandı algısı sosyal medyadan yayılacak, onların (6+1 yuvarlak masayı kastediyor) moralleri bozulacak, tüm bu işler için ayarlanmış adamlarla Kılıçdaroğlu'na çıkan oylar Erdoğan'a yazılacakmış...
O yüzden hangi partiden olursa olsun muhalefet partilerinden birini destekleyen herkes sosyal medyada çok dikkatli olmalıymış!
Çünkü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un trol ordusu muhalif seçmenin aklını başından hemencecik alıverirmiş!
Bakar mısınız saygısızlığa, manipülasyona, hafifsemeye.
Muhalif seçmenle dalga geçiyor resmen!
Görünen o ki seçim kazanamadıkça yapılan seçimleri lekelemeye, sanki sandıklar ve seçim sistemiyle ilgili zaaf ya da istismar varmış gibi bir algı yaratmaya çalışan CHP elitlerine HDP eliti de katılmış.
Oysa seçim güvenliği denince daha düne kadar akla, bilhassa doğu güneydoğu illerinde, ilçelerinde, köylerine PKK yani HDP gelirdi.
Hem PKK'lı teröristler sayılacak kadar azaldığı hem de partisi sokakta zerre destek görmediği için olacak HDP seçkinleri bu kez CHP'nin peşine takılmış.
MUHALİF SEÇMENİ KANDIRMA ÇABASI
İstiyorlar ki muhalif seçmen bu yalana kansın.
Yüksek Seçim Kurulu'nun açıklamasına göre yurt içinde 60 milyon 904 bin 499, yurt dışında 3 milyon 286 bin 786 kişinin iradesi sosyal medyada estirecekleri kaosla bir anda çöpe dönsün.
Ya 200 bin sandığın her biri başında sanki bir başkan ve 6 asıl 6 yedek üyeden oluşan sandık kurulları, partilerin görevlendirdiği müşahitler olduğu bilinmesin istiyorlar.
Ya da 7'li masanın müşahitleri güya orada yapılacak usulsüzlüğü göremez, itiraz edemez, seçmenin hakkını koruyamaz demeye getiriyorlar.
Oysa Türkiye'de seçimler hem uluslararası gözlemcilerin, hem seçime giren partilerin sandık görevlilerinin gözetiminde ve kanuna uygun şekilde yapılır. Bu gerçek Demirtaş ya da CHP seçim kaybetme korkusuyla karaladı diye değişmez.
DEMİRTAŞ'IN ÜÇ GAYESİ
Demirtaş'ın Fahrettin Altun'u hedef almasının sebepleri başka, kanaatimce.
Birincisi, HDP kanlı sicilini temize çekmek için seçimlere Yeşiller Sol Parti kamuflajıyla girecek olsa da seçmen gerçeği biliyor, CHP'yi ve İyi Parti'yi affetmiyor. O yüzden Demirtaş çalakalem yaptığı kurgular ve tehditlerle dikkatleri dağıtmak istedi.
İkincisi halihazırda sosyal medya mecralarının tamamı ABD Başkanı Biden'ın "Erdoğan'a karşı destekleyeceğiz" dediği muhalefete çalışıyor. AK Parti'ye yakın hesaplar gizleniyor, etkileşimi sıfırlanıyor, muhalifler şişirilirken operasyon hesapları her yeri kaplıyor. Bir parçası oldukları algoritmik pusuyu rakiplerine yansıtarak, masanın kahramanı olmak istiyor Silivri'nin hükümlüsü.
Diğer sebep ise çaresizlik. Rakibini yorma taktiği deniyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı muhalefet medyasından neşet eden ve hatta bizzat muhalefet parti liderlerinin ortaya saçtığı yalanla, manipülasyonla, dezenformasyonla öyle güzel mücadele ediyor ki, hiçbirinin mumu yatsıyı bulmuyor.
Ama yapacak bir şey yok. Algı hakikate, terör adalete galebe çalamaz.
Hep birlikte kaybedecekler.