Evet, muhalefet, başlıktaki lafı söyleyen birini kurtarmak için çırpınıyor.
Sözü, Kılıçdaroğlu ve şürekâsının "Demirtaş projesi"ne getirmeden önce çoğumuzun dikkatinden kaçan iki konuşmayı hatırlatmak istiyorum.
Konuşmaların ilki; HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, neyin peşinde olduğunu gösteren bir belge.
Eylül 2016'da Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine konuşan Demirtaş şunları söyledi.
"Biz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz. PKK'yı hükümetin ve devletin tanımladığı gibi de tanımlamak zorunda değiliz. Kürt halkı yüz yıldır devlet terörüne maruz kalıyor. PKK, bu devlet terörüne tepki olarak ortaya çıkmış bir şiddet örgütüdür. Yeni bir çözüm süreci konusunda da umudumuz yok. Taraflar arasında güven kalmadığı için uluslararası arabulucu olması gerekir."
İkinci konuşma da, 3 Şubat 2022'de TBMM'de HDP İstanbul milletvekili Oya Ersoy'a ait.
Regaip Kandili gecesi yaptığı konuşmasında Oya Ersoy şunları söyledi:
"Bugün karşı karşıya olduğumuz yıkım, 500 yıl önceki Osmanlı yönetimini, 1500 yıl önceki dinin toplum ilişkilerini ve 2500 yıl önceki Orta Asya masallarını yeniden kurma hayalidir. (AK Partililere seslenerek) ortak bir gelecek kurma hedefini yok ediyorsunuz. Sizler 500 yıl geride kalmış Osmanlı'yı, din esaslı toplum düzenini hortlatmaya çalışıyorsunuz da ondan size gerici diyoruz."
Bugün adına Demirtaş projesi dediğimiz proje, Türkiye'yi bölme, vatanı parçalama projesidir. Karşımıza "Kürt meselesi" olarak getirilen bu proje, Haçlı'nın en az iki asırlık projesidir.
Kılıçdaroğlu'nun ve diğer muhalefet liderlerinin hepsinin başvurduğu tehlikeli yol, bu ihanet projesini bir isme indirgeyip tehlikesini örtbas etmeye çalışmalarıdır.
İktidar hırsı ile yanıp tutuşanların büyük gafletidir bu...
HDP yönetiminin, Demirtaş'ın mesajları; hep "demokrasi", "özgürlük", "ortak gelecek kurmak" gibi yaldızlı ambalajların/maskelerin içindedir.
İçlerinde ise milletimize, devletimize karşı bitmeyen kin, nefret ve intikam ateşi yanmaktadır.
Demirtaş'ın şu ifadesine bakınız:
"Kürt halkı yüz yıldır devlet terörüne maruz kalıyor. PKK, bu devlet terörüne tepki olarak ortaya çıkmış bir şiddet örgütüdür."
İşte Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu, Davutoğlu, Ali Babacan, bunu diyen devlet düşmanını, siyasî suçlu ilan edip, seçim sath-ı mailine salma peşindedir.
Üstelik bu Demirtaş'ın elinde, başta 17 yaşındaki Yasin Börü olmak üzere yüzlerce masumun kanı vardır.
İsimlerini saydığım muhalefet liderleri, bir gün evet bir gün Yasin Börü ismini ağızlarına aldılar mı?
Soralım kendilerine:
Sizler de; Demirtaş gibi düşünüp, "Taraflar arasında güven kalmadığı için uluslararası arabulucu olması gerekir." diyor musunuz? Bölücü terör örgütü ile devletimizin, arabulucu ülkeler marifetiyle masaya oturması taraftarı mısınız?
HDP'li Oya Ersoy'un Osmanlı'ya, dinimize, Kur'an'a, Peygamberimize, Türklüğümüze, hem de bir Kandil gecesi yaptığı hakaretler karşısında neden sessiz kaldılar?
Ne demek;
"Bugün karşı karşıya olduğumuz yıkım, 500 yıl önceki Osmanlı yönetimini, 1500 yıl önceki dinin toplum ilişkilerini ve 2500 yıl önceki Orta Asya masallarını yeniden kurma hayalidir." herzesi?
Bu milletin evladı bu kalleşliğe, fitneye, Haçlı ağzına sessiz kalır mı?
Kalsınlar.
Devlet düşmanı Demirtaş'ın gözünü intikam bürümüş.
Kılıçdaroğlu'nun, Akşener'in, Karamollaoğlu'nun, Davutoğlu'nun, Ali Babacan'ın da gözünü, Erdoğan kin ve nefreti bürüdüğü için vicdanlarını Demirtaş'a ipotek ediyorlar.
Siyasî geleceklerini de ateşe atıyorlar.
Devlet ve vatan düşmanları ile iş tutmanın, HDP'nin hamiliğine soyunmanın başka bir izahı yok.