CHP, Selahattin Demirtaş'ı bu hafta da gündem maddesi yaptı.
Kılıçdaroğlu, partisinin Grup Toplantısında, "İçeride olan askeri öğrencilere de sevgilerimizi gönderiyoruz. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş var. Az kaldı, bekleyin diyoruz." dedi.
CHP Genel Başkanı düpedüz yargıya meydan okuyor. Sadece Demirtaş için değil, FETÖ'den ceza alanlara da umut veriyor, Kavala'ya da; "bekleyin az kaldı" diyor.
Neyi bekleyecekler? Neye az kaldı?
Seçimleri kastediyorsa Haziran 2023'e daha bir yıldan fazla var.
Ama o değil, başka bir ima var sözlerinde, üslubunda.
Bu hafta konuyu CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan açtı.
Özkan, "Selahattin Demirtaş, bir siyaset adamıdır, bir barış adamıdır. Selahattin Demirtaş'a karşı bu ülkede yapılan haksızlığı, hukuksuzluğu kabul etmiyorum, reddediyorum. Selahattin Demirtaş, cezaevinde değil TBMM sıralarında politika üreten bir lider olarak önümüzdeki günlerde yerini alacaktır." dedi.
O da "önümüzdeki günlerde" diyor. Yani seçimleri kastetmedikleri çok açık.
Demirtaş hakkında CHP önderliğinde yürütülen bir algı operasyonu var.
Bir Demirtaş projesi var.
Bu projenin, HDP'nin kapatılması ve 23 Haziran seçimleri ile ilgili olduğunu bilmek için müneccim olmaya gerek yok.
HDP kapatıldığında, HDP oyları için anahtar isim Selahattin Demirtaş'tır.
Bu isim üzerinden HDP tabanının manipüle edilmesi hesabı yapılıyor.
Demirtaş projesi yerel değil küresel bir projedir.
Erdoğansız Türkiye için yapılan hazırlıkların içinde önemli bir yeri olan projedir. İçinde sadece CHP yoktur, İP, SP, DEVA, Gelecek, alayı vardır.
Bakınız hatırlatayım.
22 Aralık 2020'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), eski HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılmasını istedi.
Demirtaş'ın hakkındaki somut iddiaları, göğsünde taşıması gereken madalya olarak gören Kılıçdaroğlu, kararı duyar duymaz, "bu karara herkesin uyması lazım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "uymayacağız" çıkışına da meydan okudu:
"Burası Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir."
Garabete bak; Demirtaş gibi bir teröriste sahip çıkarken Atatürk'ün arkasına sığınıyor.
Karamollaoğlu geri durmadı:
"Avrupa Birliği'ne üye olacaksak Avrupa'daki kurumların kararlarına uyalım. Zanla verilen kararlar aslında toplumda başka yaraların açılmasına vesile olabilir..."
Zanla verilen kararlardan bahsediyor.
Davutoğlu da, "biz zaten tutuklu yargılanmaya parti olarak esastan karşıyız" diyerek koroya katılıyor.
Ali Babacan, "Selahattin Demirtaş ile ilgili davalar tamamen garabet" diyor ve "bizim Demirtaş ile ortak görüşümüz özgürlük..." diye ekliyor.
Akşener, zaten Demirtaş'ı, tahliye olur olmaz kahvaltıya bekliyor.
Demirtaş projesi, bir ihanet projesidir.
Demirtaş, kuzu postuna bürünmüş bir teröristtir. Teröristleri, PKK'yı, PKK'nın elebaşını öven elbette terörist muamelesi görür.
Sadece Demirtaş'ın videolarda yer alan şu sözlerini hatırlatayım:
"Biz daha önder Apo'nun heykelini dikeceğiz heykelini"
"Bizim başarımız, HDP'nin başarısı ki Sayın Öcalan'ın çok önemsediği bir projedir. Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir."
"Biz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz. PKK'yı hükümetin ve devletin tanımladığı gibi de tanımlamak zorunda değiliz. Kürt halkı yüz yıldır devlet terörüne maruz kalıyor. PKK, bu devlet terörüne tepki olarak ortaya çıkmış bir şiddet örgütüdür. 1990'dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK'yi terör örgütü olarak tanımlamadı."
Bu sözlere rağmen Demirtaş'ı savunmak evet, ihanete denktir.