Bir kırlangıçla bahar gelmez... Ama Hollywood’un genç kuşaklara yönelik A sınıfı eğlence filmlerinin bazılarında siyasi bilinçlenme göze çarpmaya başladı. “Transformers” gibi Soğuk Savaş zihniyetini modernize eden yapımlar hala çoğunlukta olmakla birlikte “Avatar”da, “Zamana Karşı”da, “Abraham Lincoln Vampir Avcısı”nda ve son olarak “Iron Man” propaganda makinesinin içeriye doğru da dönmeye başladığı görülüyor.
Bunda ekonomik krizin ve saldırgan dış politikanın etkisi büyük kuşkusuz... Vaktinde de böyle birçok film yapıldı ve Hollywood filmlerinin “aslında” hep liberal yapısını koruduğu iddia edilegeldi... Öte yandan işbirliği gerektiren büyük projelerde Pentagon’un senaryoları kendine göre denetlediği ve değiştirdiği afişe edilmiş bir gerçek...
Hollywood filmleri her konuda gayet eleştirel olabilmekte birlikte sisteme asla halel getirmez! Her tür siyasi ve askeri mekanizmayı sürekli beyazperdeye taşır, ama iyilerin sonuçta kötülerin hakkından geldiği, adaletin yerini bulduğu mutlu sonlara bağlar bütün öyküleri. Sistemi asla tartışmaz, iki parti arasında paslaşmakla geçen başkanlık yarışıyla kampanyalarına büyük bağışlarda bulunan şirketlerin çıkarlarını kollamak zorunda olan, lobiciliğin resmi faaliyet olduğu bir meclisle siyasi temsilin ne kadar sağlıklı olduğunu sorgulamaz...
“Iron Man 3” de o kadar ileri gitmiyor ama beni çok şaşırtan birkaç şey var bu ‘süperkahraman’ filminde. Dikkat filmin sürprizlerini açık edeceğim! İlki Robert Downey Jr’ın canlandırdığı, Iron Man’in elektronik zırhının içindeki Stark’ın kırılganlığı. Uykusuzluk çekiyor, gece kalkıp çalışıyor, panik atağa kapılıyor. Kendinden “Ben sadece teneke kutuda bir adamım” diye söz ediyor! Ve bunun nedeni de Iron Man’in bir önceki filmi “The Avengers”! Kaptan Amerika, Hulk, Thor vs. toplanıp dünyayı uzaylılardan kurtardıkları Reagan dönemini andıran filmdeki macera yüzünden hala acı çekmesi! Ona yardımcı olan küçük bir çocuk da o macerada zayıf kaldığını ima ediyor! Bir film içindeki en ilginç film eleştirisi bu olsa gerek!
İkinci sürpriz filmde adı Çin’i temsilen Mandarin olan, ama eylemleri Bin Ladin ve El Kaide’yi andıran süperteröristin sahte çıkması! Bombalama eylemleri de, bütün televizyon kanallarına sızabilen video yayımları da özbeöz Amerikalı çılgın biliminsanı Killian’ın ölümcül deneylerini örtbas etmek için görsel efektlerden ibaret! Böyle bir teröristi türetmek ve eylemler yaptırmak için ABD’nin dış politikası bol bol bahane üretiyor! Oysa insanları kesilen organlarını bile yeniden uzatırken içten içe yanan cehennemi yaratıklar, canlı bombalar haline getiren deneyleri yapanların en yakın müttefiki Başkan Yardımcısı çıkıyor!
“Iron Man 3” George H. W. Bush izlenimi veren Başkan’ın kişiliğine dil uzatmıyor ama onu da çok ilginç iki göndermeyle temsili biçimde cezalandırıyor! Killian Başkan’ı kaçırıp, kaza yapınca sızdırdığı tonlarca petrolle Alaska kıyılarını mahfeden Exxon Valdez tankerinin üzerinde adeta çarmıha geriyor! Iron Man giysisi içindeki başkanı çarmıhtaki İsa misali kollarının iki yana açarak havada asılı tutuyor! Tanker ise Meksika Körfezi’ni Obama döneminde mahfeden Deepwater Horizon petrol platformunu andıran bir yapının ortasında duruyor.
Stark, filmin başında yeni model zırhına Iron Patriot / Demir Yurtsever adının verilmesine de karşı çıkarak hamasete karşı tavrını ortaya koyduğu gibi finalde de uykusuz gecelerinde yaptığı, bir tür alter ego’su gibi gördüğü, uzaktan kumanda edebildiği bütün zırhları havai fişek niyetine patlatıyor! Onu silah üretmekten uzak tutmaya çalışırken kendi de Killian’ın deneyine kurban olan kızarkadaşına Noel hediyesi ve bağlılık göstergesi olarak!
Bir süperkahraman serisinin üçüncü filminden bu kadarını bekler miydiniz?