Seçim kampanyasını neredeyse tek başına yürütüyor; arkasında ne bir parti desteği, ne de bir ekip çalışması var...
Ekibi yok...
Bisikleti var...
Bisikletiyle sağda solda görüntü verip, hem bisikletli, hem kuantum fiziğinden anlayan, hem de ağzı laf yapan Cumhurbaşkanı adayı profili çizmeye çalışıyor, bazen de “Ne bisikleti birader? Danimarka’da mı yaşıyoruz?” dedirtiyor ama derinlemesine baktığınızda “farkını” görüyorsunuz.
Görüyorsunuz ve “Bu adam ileride partinin başına bela olacaktır” diyorsunuz.
Önce bir itiraf:
Muharrem İnce ismi ortaya atıldığında, “CHP, Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmayacak. Bu isim yasak savmak için ortaya atıldı” diye düşünmüştüm. Ciddiye almamıştım.
Düşüncem devam ediyor...
CHP’nin, gerçekten de Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak diye bir derdi yok ama Muharrem İnce (yasak savmak için aday ilan edilse de) o kadar da hafife alınacak bir rakip değil.
Kılıçdaroğlu açısından değil...
Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’yi “onurlandırarak”, onu nafile bir mücadelenin içine itti (böylece rakibinden kurtulmuş olacaktı) ama asıl amacı seçim mağlubiyetinden sonra “tartışmalı” hale gelecek genel başkanlığının geleceğini garantiye almak ve bu arada olabiliyorsa (milletvekili aday listelerinden tasarruf yaparak) partiyi elde tutmak...
Planın birinci aşaması “başarılı” olmuş görünüyor.
Muharrem İnce’yi bisiklete bindirerek (ekibiyle birlikte) uzaklaştırdı. (Bence uzaklaştırdığını sanıyor.)
Liderliğini sorgulayanları ve “Bu nasıl parti içi demokrasi?” diyenleri aday listelerinden çıkardı.
Beyanları ve eylemleriyle partiye ağır töhmetler getiren milletvekillerini ayıkladı.
Eren Erdem’lerden kurtuldu.
Fakat Muharrem İnce’nin performansına baktığımızda, çok da ümitvar olamıyoruz.
Başlangıçta karikatür bir görüntü çizmişti:
Muharrem İnce Cuma namazında.
Muharrem İnce “kendi parasıyla” Ramazan ayında bira içiyor.
Muharrem İnce açıklama yapıyor: “O bira değil, enerji içeceğiydi. Ayrıca bu benim özel hayatım kimseyi ilgilendirmez.”
Muharrem İnce orak çekiçli amblemin önünde poz vermiş...
Muharrem İnce umre yapıyor. İhrama bürünmüş...
Muharrem İnce çapkınlık turunda... İnternet medyasındaki çapkınlık haberlerine eşi Ülkü Hanım tepki gösteriyor: “Eşim çapkınlık yapıyorsa bu benim sorunumdur.”
Muharrem İnce salon düğününde, üst düzey konuklarla mutlu anları paylaşıyor...
Muharrem İnce mahalle düğününde davul zurna eşliğinde halay çekiyor.
Muharrem İnce sokak düğününde çiftetelli oynuyor.
Muharrem İnce köy düğününde köçekleme yapıyor: “Gel teyze gel, sen de oyna...”
Muharrem İnce halk adamı... Başında altıgen köylü kasketi!
Muharrem İnce okey masasında çift okeye dönüyor.
Muharrem İnce bisikletiyle Çankaya civarında tur atıyor.
Muharrem İnce demeç veriyor: “AK Parti yüzde 49 alsın, gider tavuk beslerim...”
Bütün bu “karikatür” görüntülerin ötesinde, bir de çalışan, terleyen, şehir şehir dolaşan, parti içi ayak oyunlarından uzak duran, kazanacağına inanmasa da maneviyatını üst düzeyde tutan, yalnız bırakıldığını bildiği halde sarsmadan devam eden, samimi, kararlı ve CHP adı verilen “fesat ortamı” içinde temiz kalmayı başarmış bir Muharrem İnce var...
Ki, CHP tabanında müthiş bir “sempati” oluşturmuş durumda.
Kılıçdaroğlu bu Muharrem İnce’den korksun!
Geliyor!