Bölücü terör örgütü PKK, DEM-CHP işbirliği ile yeni bir mevzi kazandığını düşünüyor.
Bu mevziden devletimize meydan okuyor, milletimizin damarına basıyor ve başta CHP olmak üzere Cumhur İttifakı dışındaki partilere; Türkiye'nin Kuzey Irak ve Suriye'nin kuzeyine yapacağı operasyonlara karşı çıkma çağrısı yapıyor.
Devletimize meydan okumanın son üç günkü örneklerini vermeden önce asıl sorulması gereken soruyu soralım:
CHP neden sessiz? CHP neden Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında durmuyor?
Yoksa CHP; vatanın bütünlüğünü, devletin varlığını, milletimizin huzurunu tehdit eden şer şebekesine karşı susarak diyet borcu ödemenin mi peşinde?
Şu olan biten karşısında CHP nasıl susabilir? İhanetin tırmanışını nasıl görmezden gelebilir?
Son üç günün provokasyonları:
1. Diyarbakır Bağlar Belediyesinde DEM'li yeni yönetimin ilk işi, çatışmalarda öldürülen PKK'lı kadın teröristlerin anısına heykel açmak oldu. Eş Başkanı Leyla Ayaz'ın hazır bulunduğu açılışa, PKK'lı teröristlerin yakınları katıldı. CHP yönetimi bu meydan okumayı, provokasyonu görmedi, duymadı...
2. Mardin Büyükşehir Belediyesi'nin 15 Nisan günü yapılan ilk belediye meclisi toplantısında İstiklal Marşı gerginliği yaşandı. AK Parti Grubu, toplantıya İstiklal Marşı ve saygı duruşu ile başlanmasını önerirken DEM'li Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve DEM Parti grubu reddetti.
DEM Partililer yaşanan tartışmayı videoya çektiği iddiasıyla Midyat Belediye Başkanı Veysi Şahin'in resmi polis korumasının elindeki telefonu aldı.
AK Parti üyeleri ayağa kalkarak bir dakikalık saygı duruşunda bulunduktan sonra İstiklal Marşı okudu.
3. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi meclis salonunda bulunan Türk bayrağı, ilk toplantıdan önce kaldırıldı. Salonda aralık ayında çekilen fotoğraf karelerinde Türk bayrağının olduğu görülürken, nisan ayında çekilen karelerde ise kaldırıldığı fark edildi.
4. Kandil'deki PKK elebaşlarından Duran Kalkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e tavsiyelerde bulundu.
Kalkan, terör örgütü yayın organı Medya Haber televizyon kanalında şöyle konuştu:
"Özgür Özel'in başkanlığındaki CHP, işte birinci parti oldu, sorumluluk üstlendi. Şimdi bu CHP için bir şans, fırsat olabilir mi?
Kürt düşmanlığı biçiminde somutlaşan zihniyeti ve siyaseti, Özgür Özel yönetimi gerçekten aşabilir mi, bilemiyoruz. Başta CHP olmak üzere Türkiye'nin siyasi çevrelerini uyarıyorum. Türkiye'nin sınır ötesi harekâtlarına alet olmasın kimse. Bu tür şeylere kalmasınlar. Türk ordusunun Irak'ta ve Suriye'de ne işi var? Bunu söyleyebilirler..."
Kandil baronlarının, CHP'yi Türk ordusunun karşısına dikme hedefi, ilk defa böylesine pervasızca söyleniyor.
CHP'nin siyasî kazanım uğruna bölücü terör örgütü ve onun siyasî partisini ne kadar şımarttığı ortada.
Bayrağımız ve İstiklal Marşımız, toplum olarak en büyük ortak değerimizdir.
İnancımızın, tarihimizin, onurumuzun sembolleri ile problemi olanlar, bu topraklarda asla emellerine ulaşamayacaktır.
Bir seçim şımarıklığı ve CHP'nin yüz vermesiyle, "Kürdistan" hayali kurup vatanımızı parçalamak için Amerika'dan, İngiltere'den, İsrail'den, Almanya'dan, Fransa'dan medet umanların sonu hüsran olacaktır.
Devletimizin ve milletimizin kararlılığını göremeyenler, görmek istemeyenler bunun bedelini mutlaka ödeyecektir...
CHP; terörle mücadele eden kahramanların, milli savunma sanayimizin öncülerinin yanında durmayıp, teröristlere taviz ve cesaret vermenin, onları meşrulaştırmanın siyasî faturasını er ya da geç ödeyeceğini bilmelidir.