7 Haziran seçimleri için siyasi partiler aday listelerini açıkladı. Listelerle ilgili tartışmalar, seçimler yaklaştıkça azalıyor. Ancak kimi isimler var ki, onlar üzerindeki tartışmalar, her gün yeni bir mecrada devam ettirilmek isteniyor.
AK Parti’nin aday listeleri açıklandığı andan itibaren pek çok kesim, özellikle bir isim üzerine odaklandı: Berat Albayrak. Kimi zaman fısıltı halinde, bazen yüksek sesle, ama her nedense hep aynı kurgu üzerinden konuşuluyor Berat Albayrak. ‘Aynı kurgu’ ifadesini özellikle kullandım. Çünkü bu konuyla ilgili neredeyse tüm ifadeler ‘Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı...’ diye başlıyor. Ardından gelen cümleler de, yine bir şekilde Erdoğan’a atfen kuruluyor.
İlk bakışta tüm bunlar, mesela habercilik yönünden veya biz gazetecilerin pek sevdiği ifadeyle ‘kamuoyunu bilgilendirip aydınlatmak’ açısından son derece doğru bir yaklaşım gibi görülebilir. Öyle ya; eğer iktidardaki partinin aday listesinde Cumhurbaşkanı’nın damadı yer bulmuşsa, bu önemli bir haberdir.
Peki sonrası? Başka bir ifadeyle bu durum seçime kadar ve aynı vurguyla mı devam edecek? Berat Albayrak’la ilgili konuşurken yahut yazarken elimizdeki tek bilgi ya da tespit, Cumhurbaşkanı’nın damadı olması mıdır? Bir insanın hayatı bundan mı ibarettir? Onun hayatını sadece kimin yakını olduğu üzerinden okuyunca, üstelik bunu defalarca ve aynı nakaratlarla ilan edince gerçeği mi ifade etmiş oluyoruz?
Tekrar vurgulayalım. Doğrudur; Berat Albayrak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadıdır. Aynı zamanda bu ülkedeki İslami birikimin ve tecrübenin en önemli ve en fazla bedel ödeyen isimlerinden biri olan Sadık Albayrak’ın da oğludur. Ama tüm bunların ötesinde unutmayalım ki onun da bir hayatı, eğitimi, birikimi ve bunların üzerine inşa ettiği bir vizyonu var. Bunları görmezden gelerek anlattığımız her şey, sadece eksik ve bir o kadar da yanıltıcı olacaktır.
Her şeyden önce o insanların kendilerine harcadıkları bir emek var. Kısaca hatırlayalım. Berat Albayrak, İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü mezunu. Ardından gelen iş hayatı ve 1999 yılından itibaren Çalık Grubu’nda başlayan profesyonel yöneticilik tecrübesi. Unutmadan; Berat Albayrak, grupta yurtiçi ve yurtdışında önemli görevler üstlenmeye başladığında, henüz evli değildi. Mesela 2002 yılında Çalık Holding’in ABD ofisinde finans direktörü oldu. Aynı dönemde New York Pace University, Lubin School of Business’te İşletme Yönetimi Yüksek Lisansı yaptı. Çalık’taki genel müdürlüğü ise 2007 yılında başlıyor. Bu arada finans ve bankacılık dalında ‘yenilenebilir enerji kaynaklarının finansmanı’ üzerine doktora yaptığını da ekleyelim.
Sözün kısası, Türkiye’nin bu tür kısır tartışmalara değil, kendisini küresel ölçekteki büyük rekabete hazırlayacak yeni aktörlere ihtiyacı var. Türkiye’nin yükselen gücü, bölgesindeki çatışma alanları ve hareketlilik, küresel düzeyde önem taşıyor. Bu nedenle, yeni bir siyasi ve ekonomik modele, başkanlık sistemi gibi hızlı kararlar alabilecek bir değişime ve bunu taşıyacak yeni aktörlere ihtiyaç var.
Gerek eğitimi, gerekse ilgilendiği alanlar itibarıyla Berat Albayrak, ekonomi ve enerji başta olmak üzere dünyayı yakından izleyen bir isim. Küresel ölçekteki ekonomik gidişatla ve enerjinin yakın gelecekteki gündemiyle ilgili önemli çalışmalar yürütüyor. Profesyonel çalışma hayatında edindiği uluslararası tecrübeyi, yetiştiği düşünce ortamının bakış açısıyla birleştirerek dünyaya bakıyor. Son dönemde kaleme aldığı yazılarda, yakın geleceğin siyasi ve ekonomik mimarisine dair önemli tespitlerde bulundu. Türkiye’nin durduğu yeri ve gelecekte nerede durması gerektiğini, çok açık biçimde ve önemli eleştirilerle ortaya koydu.
Berat Albayrak, kendisi hakkında şu ya da bu gerekçeyle konuşanları yanıltacak, deyim yerindeyse hayal kırıklığına uğratacak. 7 Haziran günü parlamentoya ‘yeni Türkiye’ vizyonuna ciddi katkılar sunacak bir isim olarak adım atıyor.
İzleyip görelim birlikte.