CHP’nin artık sayısını CHP’lilerin bile şaşırdığı “son” (!) kurultayından ilk fotoğrafı gördüğüm zaman ilk dikkatimi çeken, koskoca bir “DEĞİŞİM” ibâresi oldu.
Bu ise bana Franz Kafka’nın (1883-1924) aynı isimdeki o ünlü hikâyesini tedâî etdirdi: DIE VERWANDLUNG (Değişim).
Hikâyenin Kahramânı olan Gregor Samsa bir sabah uyandığında iri bir böceğe tahavvül etmiş olduğunu farkeder. Ayrıca bu değişim sonucu hareket yeteneği bir şekilde sınırlanmış bulunduğundan artık kendi işini kendi görememekde ve meselâ yemeklerini ancak ablası getirirse yiyebilmektedir. Bu bakımdan uğradığı değişiklikden önceleri hiç hoşlanmaz. Ama bu sâyede duvarlara tırmanıp tavanda bile dolaşabildiğini anlayınca değişim ona belirli bir haz vermeğe başlar. Yalnız gözleri de değişime uğrayıp bir böceğin gözleri hâlini aldığı için, pencereden dışarıyı seyrederken pek birşey seçemez olmuşdur artık..
Hikâyeyi başdan sona anlatmak niyetinde değilim. Zâten benim normal okuyucularım Kafka’yı ezbere bilirler. Arada şöyle bir göz atanlara da bu kadarı yeter. Sözü getirmek istediğim nokta, Gregor Samsa’yı bu hâliyle öz Babasının dahî tanıyamayıp, bir keresinde odasından çıkınca korkudan onu öldürmek üzere, eline geçirdiği bir elmayı ona fırlatmasıdır. Çürük elma Samsa’yı tabii ki öldürmez ama sırtına yapışıp kalır. Netîceten Gregor Samsa derin bir karamsarlığa kapılarak yemeden içmeden kesilir. Zâten Ablası da artık onunla meşgûl olmakdan vazgeçer ve zavallıcık açlıkdan ölür. Babası odasını temizlerken onu da “toplayarak” çöpe atar.
Kafka’nın bu hikâyesi ilk olarak 1915’de yayınlanmışdır ama Müellif’in bizlere ne demek istediği konusu günümüze kadar tartışmalıdır.
Yâni “Hepsinin maksûdu bir ammâ rivâyât muhtelif.” dedikleri türden bir durum.
Tabii artık Kafka’ya sormak imkânımız da yok.
Şimdi değerli okuyucularımın aklına belki benim CHP’deki değişimi buna benzetmek istediğim fikr-i mugâyiri gelebilir ama değil. Öylesine muhabbet ediyoruz sâdece.
Öte yandan CHP sâhiden bir değişime uğrasa bunu hangi maksadla yapacağı suali elbet pek çok insanın ve bu arada bendenizin zihnini kurcalamakdan geri kalmayacakdır.
Öyle ya, değişime niçin ihtiyaç duydunuz, yeni bir gelişme mi oldu?
Yok olmadıysa şimdiye kadar aklınız nerdeydi?
Değişim karârınızda ısrarlıysanız Gregor Samsa’nın âkıbetini de hesâba katıyor musunuz?
Soruları çoğaltabiliriz ama yerimiz dar.
Ama işbu faqîrü-l-haqîrin nâçizâne kanaatini soracak olursanız, ki bunu ıskalamayacağınızdan emînim, o vakit söyleyebileceğim, CHP’nin aslâ ve kat’â bir Gregor Samsa benzeri âkıbete dûçâr olmayacağı yolundadır.
Zîrâ bu parti değişmez, değişemez!!!
Bu parti gayrı-kaabil-i tahavvül ve tebeddüldür!
Değişmesi eşyânın tabiatına aykırıdır!
Onun için ne Sayın Kılıçdaroğlu o lafı söylemiş olsun!
Ne de bizler duymuş olalım!
Zâten işin bir de psikolojik cebhesi var:
CHP değişirse biz kime bakıp eğleneceğiz?
Efendim?