Hamza Hamzaoğlu’ndan sonra çok daha arzulu, istekli bir G.Saray vardı. Bu pozitif değişim sahaya ve oyunculara o kadar yansımıştı ki, sezon başından beri ilk defa bu kadar çok rakipten top kazanan Selçuk, Bruma, Emre, Umut ve Burak’ı gördük.
Bundan önceki lig maçlarına baktığımızda bu kadar ikili mücadele kazandığı ve bu kadar oyuncuların hepsinin futbola aç tutum sergilediğini daha önce görmemiştim. Maç başlar başlamaz G.Saray takımı tek pası çok iyi yapıp, 2-3 pasla kaleye inen bir oyunla Akhisar’ı adeta ablukaya aldılar. Ceza sahasına kadar çok etkili poziyonlarla geldiler.
Sarı kırmızılılar bu oyun sisteminde önde baskı yapıp, presle rakibi kendi kalesine hapsettirdi. Pas yaptırmadı, uzun topların hepsini ilk topta kazandılar sarı kırmızılılar. Rakibi kendi sahasından uzak tuttu hep maç boyunca, sahada çok enerjik bir G.Saray takımı vardı. Hücuma destek olarak her iki bek Telles ve Sabri de geçmişteki maçlardan çok daha fazla atağa katılarak ileri uca destek verdiler.
4-4-2 düzeninde başlayıp 14’te Burak’ın golüyle öne geçtikten sonra hamle olarak 4-2-3-1’e geçti taktik diziliş olarak. Takım olarak 11 kişi topun arkasına geçtiler ve kaliteli savunma yaptılar. Bu da G.Saray’da daha önce görmediğimiz bir gelişmeydi bence. Sola Bruma’yı, sağa Umut’u çekip Burak’ı en uçta bırakarak çok adamla savunmayı sağlaştırması da güzel hamleydi Hamza hocanın.
Bruma’yı çok özgüvenli buldum. Kendine güveni gelmiş adeta Hamzaoğlu’nun gelişiyle yeniden doğmuş. Adam eksiltmesi ileri, geri bıkmadan koşu temposu ile Burak’la birlikte takımın en göze batan ismiydi bu maçta.
Akhisar takımında Bilal Kısa’nın eksikliği çok hissedildi. Attığı gol dışında Gekas ve Mehmet beklenin altında oynadılar. ‘’Tuttuğum değil tutkum ‘’dediği takımı da yenerek G.Saray takımına özgüven aşılayan Hamza Hamzaoğlu’na sizce de 6 ay görev verilmesi çok kısa bir süre değil mi?