Böyle maçlar zordur. Sizden önce rakipleriniz oynamış ve ikisi de kazanmışsa dahada bir sıkıntıdır. Bu sene 4 büyüklere karşı kazanamamış Bursaspor takımı maça fırtına gibi başladı. Galatasaray karşısında üst üste pozisyonlar, net fırsatlar yakaladılar. Sağlı sollu, ortadan, cepheden duran toptan Volkan’la, Fernandao ile, Ozan’la ve Bakambu ile sadece 10 dakikada 6 pozisyon ve bunların 4’ü net gol pozisyonunu heba ettiler.
Futbolda çok fazla telaffuz ettiğimiz “atamayana atarlar” durumu 19’uncu dakikada gerçekleşti. Galatasaray bir kez Bursaspor kalesine gitti, ama pir gitti. Olcan’ın ortasına Umut’un çok şık kafa golüyle 1-0 öne geçti.
Galatasaray biraz toparladı dediğimiz anda yine Bursaspor takımı Bakambu’yla, Ozan’la, Fernandao’yla çok net fırsatları kaçırdılar. Ancak en sonunda 44’üncü dakikada da Belluci öyle güzel defans arkasına yüksek, ara pası verdiki Volkan Şen bu kez kaleci Muslera’yı geçmeyi başardı, Bursaspor’un beraberlik golünü attı.
Galatasaray defansı son derece dağınık, her pozisyonda rahat geçildi. Araya atılan toplarda çok etkisiz, hamlesiz kaldılar. Bunda Melo’nun erken sarı kart görmesi ve yanındaki Emre’nin defansif anlamda Melo kadar etkili olmaması da orta alanın Bursaspor’daki Ozan, Bekir ve Belluchi üçlüsüne geçmesini kolaylaştırdı. Galatasaray takımında Muslera hariç bütün oyuncular resmen tel, tel döküldüler. İkinci yarıya da hızlı başlayan Bursaspor’du. 53’üncü dakikada son 6 haftada 7 gol atan Fernandao kornerden gelen topla ligdeki 12’nci golüne imza atarak takımını 2-1 öne geçirdi.
Sarı-Kırmızılı oyuncular skoru değiştirme adına bu dakikalarda daha gayretli oldular. Sneijder’ın kullandığı frikikte Volkan Şen’in topu eliyle kesmesi sonucu kazanılan penaltıyı Emre Çolak gole çevirdi ve skora eşitlik getirdi: 2-2.
Şenol hoca ve oyuncularını tebrik ederim. Ligdeki son 3 maçı kazanmalarının şans eseri olmadığını herkese gösterdiler.
Galatasaray’ın en büyük sorunu bence; biraz denk kuvvette takımlarla oynadıklarında, bocalamaları ve kondisyonel açıdan yetersiz olmaları.