Millet olarak bu mutluluğa ihtiyacımız vardı. Tam yerinde ve zamanında milli futbolcularımız imdada yetişti.
Fatih hoca ve talebelerini, bu talebeleri kulüplerinde milli takımımıza hazırlayan hocaları ve bürokrasideki yetkilileri canı gönülden kutlarım.
Oyun olarak çok mu İyi idik?
Hayır..
Ama maçlarda ne istediğimizi bilerek oynadık ve karşılığını aldık.
Şimdi ‘şu futbolcumuz iyiydi’ diyerek bir başkasına haksızlık etmek istemiyorum.
Kaptan Arda, kaptanlığın ve büyük takımda oynamanın rahatlığını arkadaşlarına iyi aktardı.
Fatih Terim en iyi yaptığı işi, yani futbolcuların kalbine hitap etmeyi, üst düzeyde becerince sonuç bu oldu.
Şimdi seviniyoruz.
Methiyeler diziyoruz.
Ama bence sevinirken “neden hep son maçlara kalıyoruz?’ diye de düşünmeliyiz.
Neden biz İzlanda’ya mağlup olmuşuz?
Neden biz turnuvaların başında daha iyi neticeler alarak sonunu getiremiyoruz?
Neden biz turnuvaların takımı değil de tek tek maçların takımı oluyoruz?
Fatih hoca tabii ki sevinsin.
Ben de seviniyorum.
Ama hakikaten gelecek planlaması yapma adına soyunanlar bu başarıların alındığı zaman nerede hata yaptığını düşünmeye başlamak zorundadır.
Türk Milli Takımı öyle başarılar elde ediyor ki bu başarının sonunda hem futbolcular hem de millet dayak yemiş ama yine de yenmiş durumda kalıyor.
Fatih Hoca’nın bu sorunların üstüne düşeceğini umuyorum.
Günlük başarılara sevinmek uzun vadede Türk futbolunu üzer.
Herkes sevinirken hatırlatmak istedim.
Konya’da hem verdiği destekten dolayı taraftarlara, hem de ilgililere, Anadolu şehirlerinin milli takım maçlarına ne kadar aç olduğunu göstermesinden dolayı canı gönülden kutlarım.