Ahmet Davutoğlu seçim mitinglerine devam ediyor. Bu yazı yazıldığında 13. mitingini yapmıştı. Davutoğlu’nun kampanyasını nasıl kurguladığını anlamak için, miting konuşmalarını yan yana koyarak, toplu bir şekilde bakmak gerek. Sizin için bunu yaptım.
Manevi büyükler ve coğrafya vurgusu
Davutoğlu konuşmalarına “selam olsun faslı” ile başlıyor. Konuştuğu ilin manevi büyüklerine ve coğrafyasına atıflar yapıyor. Bu bölümde Ahmet Hoca tarafı ön plana çıkıyor. Seçimlerin sonuna doğru manevi büyükleri tanıma ve coğrafya bilgimiz artacak gibi görünüyor. Davutoğlu coğrafya üzerinden o bölgeyi bir anda tüm Türkiye’ye bağlıyor. Örneğin Toroslardan bahsederken, Ağrı dağının, Erciyes dağının adını anmaya başlıyor. Bir anda yerelin kaderini Türkiye’ye hatta Saraybosna’ya, Filistin’e, Somali’ye bağlıyor. “Bize her yer Türkiye” sloganı bu çerçeveye iyi uymuş.
Var mısınız?
Davutoğlu kendine has bir miting konuşma tarzı geliştirmeye başlamış. Miting katılımcılarına soru soruyor. “Var mısınız?” diye soruyor. Topluluk “evet” diye karşılık veriyor. Bu tarz miting katılımcılarını diri tutmayı ve Davutoğlu ile etkileşim halinde tutmaya yarıyor. Bir de “ahidleşme” yapıyor. Bu bölümde de kitle ile etkileşim güçleniyor.
“Onlar konuşur, AK Parti yapar”
AK Parti bu seçimin ruhuna uygun bir slogan kullanıyor. Davutoğlu sıklıkla “onlar konuşur” diyor, miting meydanı “AK Parti yapar” diye bağırıyor. Bu slogan oldukça etkili görünüyor. Hem AK Partililer hem de Davutoğlu bu sloganı sevmiş. Özellikle o il için yapılan ve yapılacak hizmetleri anlattığı bölümde, bu slogan çok kullanılıyor. Türkiye çapında yapılan bölünmüş yol, doğalgaza sahip olma, üniversite sayısı, ambulans sayısı, hastane yatakları gibi somut icraatları bu bölümde anlatıyor.
Hasta adamdan “büyük Türkiye idealine”
Davutoğlu konuşmalarının bir bölümünde mutlaka Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002 şartlarını tasvir ediyor. Bu dönemde devletin çöküp, zelil hale geldiğini söylüyor. Osmanlının son dönemi için kullanılan “hasta adam” tabirini bu dönem için kullanıyor. 13 yılda “hasta adam” konumundan, IMF’ye borç veren hale geldiklerinin vurgusunu yapıyor. “AK Parti Türkiye’yi bu halden kurtardı” diyor. Buradan öyküyü “büyük Türkiye, yeni Türkiye idealine” bağlıyor. Yeni anayasa ve başkanlık sistemini bunun için istediklerini ifade ediyor.
Davutoğlu’nun MHP eleştirisi: “Milliyetçilik lafla olmaz”
Bahçeli’nin 2002 şartlarını oluşturan koalisyonun parçası olduğu vurgusunu yaparak, 2001 Türkiye’sinin sorumlularından biri olarak ilan ediyor. Bahçeli’nin iktidar ortağı olduğu dönemde, IMF’ye borçlu olduğumuzu, tanklarımızın İsrail’de modernizasyonunun yapıldığını hatırlatarak, “gerçek milliyetçiliğin” kendi uçağımızı, tankımızı, piyade tüfeğimizi, savaş gemimizi, aşımızı yapmak olduğunu söylüyor. Türklerin mirası olan anıtları da kendilerinin onardığını hatırlatıyor. Davutoğlu’nun MHP stratejisinin sloganı şu: “milliyetçilik lafla olmaz”
Davutoğlu’nun CHP eleştirisi: “Bol keseden atıyorlar”
Davutoğlu; Kılıçdaroğlu’nun güvenilmez olduğunu, hazineyi boşaltmak istediğini, boş keseden attığını söylüyor. Kılıçdaroğlu’nun Suriyelileri geri göndereceğiz sözlerine her konuşmasında vurgu yapıyor ve “mazlumları zalime verme” olarak kodluyor. 1944 yılında 146 Azeri’yi İnönü’nün Ruslara teslim etmesi ile paralellik kuruyor. Ak Parti kitlesi Davutoğlu’nun “mazluma sahip çıkma” söylemini satın almış gözüküyor. Davutoğlu’nun diğer iki argümanı ise;, CHP’yi Sol marjinal örgütlerle, DHKP-C ile, işbirliği yapmakla ve İHL’nin orta kısmını kapatmak istemekle suçluyor.
Davutoğlu’nun HDP eleştirisi: “Kamu düzenini bozan, şiddet yanlısı”
Davutoğlu ilk seçim konuşmalarında HDP’yi seçime şiddet ve baskı karıştırmakla, silahlarla oy toplamaya çalışmakla suçladı. HDP’yi kamu düzenini bozmaya çalışan bir parti olarak adlandırdı. Son seçim konuşmalarında ise Demirtaş’ın Taksimi Kâbe’ye benzetmesi, Kudüs’e Yahudilerin kutsal mekanı demesi, Diyanet’i kaldıracağız demesi üzerinden eleştiriler getirmeye başladı.