Türkiye’nin yeni imajı ve vizyonu olan Erdoğan, dünyaya yeni ve karizmatik devlet profili sundu. Yorumlar, bakış açıları, bilinen ve bilinmeyen ezberler, Erdoğan’la birlikte değişti.
Kaderini Erdoğan Türkiye’sine bağlayan geniş coğrafya, aynen Türkiye’nin içindeki insanlar gibi, Cumhurbaşkanı seçiminde hem sevinçli hem de tedirgin idi. Tedirginliğin nedeni; “Erdoğan sonrası bu yolun devamı olacak mı? Erdoğan sonrası, onun zamanında temelleri atılan stratejilerin sonuçlanması mümkün olacak mı? Acaba Erdoğan sonrası Türkiye’nin yeni Başbakanı kim olacak?” soruları çok dile getirildi.
Erdoğan liderliğindeki hükümetin, kendisinden sonra coğrafyada en bilinen ve sevilen isminin ise Davutoğlu olduğu bir gerçek idi. Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya, Balkanlar, Afrika, Uzak Doğu’daki akrabaların dikkatleri cumhurbaşkanı seçimi sonrası Türkiye’nin yeni kararına yöneldi. Erdoğan’ın kimi işaret edeceğini ise yakınen takip ederek yorumlar yapıldı. En çok konuşulan, sevilen isim olarak ise Davutoğlu ismi ilk sırada yer alıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Davutoğlu ismini zikrederek parti başkanlığına ve Başbakanlığa aday göstermesi ise beklenen bir durumdu ve sevince neden oldu. Şimdi hem dikkatler hem de beklentiler Davutoğlu’na yöneldi.
Dışişleri Bakanı olarak sunduğu saygın, zeki ve stratejik derinliği olan devlet adamı kimliği ile kendine sevgi ve saygı oluşturan Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı, artık Erdoğan’ın başladığı yolun kuşkusuz devamı olarak algılanıyor. Çünkü Davutoğlu Türkiye’nin sunduğu yeni Türkiye dış politika stratejilerinin mimarı olarak görülüyor.
Birçoklarının yorumlarının aksi olarak, Erdoğan’ın güçlü bir isim üzerinde durması, Erdoğan’ın kendisinden evvelkiler gibi değil yani zayıf ve istediği yöne yönlendireceği bir isim değil, duruşu ve zekası ile inandığı yoldan dönmeyen, kişiliği olan bir şahsiyeti tercih etmesi, aslında Erdoğan’ın bir lider olarak kimse ile kıyaslanamayacak kadar hem zekasını hem de derin bir şahsiyet olduğunu gösterdi.
Davutoğlu ismi coğrafyada zekası ve samimiyeti ile sevilmektedir. Kitapları çok okunan bir siyaset uzmanıdır. Soğuk savaş sonrası bölgedeki dengeleri doğru analiz eden ve doğru tespitler ortaya sunan önemli bir stratejist olarak biliniyor. Ayrıca Bjejinski, Kissenger ve Huntington gibi strateji uzmanları kadar, coğrafyada yorumları itibar gören tek Müslüman ve Türk analitiği olarak sevilmektedir. Rusya, Çin, İran gibi ülkelerin siyaset bilim adamlarının en çok okuduğu uzmanlık çalışmalarında da en fazla kaynak olarak gösterilen isim olarak da dikkat çekmektedir.
Şimdiye kadar perde arkasında olan, daha sonra dış politikanın başına getirilen Davutoğlu’dan bundan sonra neler beklenmektedir peki? Öncelikle Erdoğan’ın başlattığı yolun devamı, akrabalarımızın, komşular ve kültür bağı bulunan toplumların sorunlarının çözümünde Davutoğlu’nun daha agresif inisiyatif göstermesi beklentiler içerisinde yer alıyor. Türk dünyası, sorunlarının çözümünde Davutoğlu’dan yeni ve cesur adımlar beklemektedir. Davutoğlu hem İslam dünyasında hem de Avrasya coğrafyasında saygı ile kendisinden söz ettirebildiği için herkesce kabul görmektedir. Ahıska Türkleri, Azerbaycan’ın işgal edilmiş Karabağ toprakları, Gürcistan’ın bölünmüş toprakları, Kırım Türkleri’nin sorunları, Çin’deki Uygur Türkleri’nin kaderi meseleleri Davutoğlu isminden ve stratejilerinden ciddi adımlar beklemektedir. Erdoğan’ın sunduğu yeni siyaset anlayışının Davutoğlu ile devamı coğrafyanın istikrarı açısından da çok önemlidir. Davutoğlu’nun Başbakan olarak siyasi arenaya çıkması Türk devletçilik tarihi açısından da anlam arz ediyor. Kökleri derin, medeniyet tarihine bağlı, manevi dünyası önemli kodlardan oluşan Davutoğlu ismi ile Erdoğan ciddi bir mesaj verdi. Tüm coğrafya bu mesajdan ciddi anlamlar çıkartabildi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti derin devletçilik gelenekleri olan bir devlettir. Bu devlet aynen ecdadının yaptığı gibi sadece yakın hedeflerle değil orta ve uzak hedefleriyle siyaset inşa ediyor. Türkiye Devleti ecdadından miras kalan büyük medeniyet projesini hedefe vardırmakta ısrarlıdır. Bu devlet her zaman mazluma yoldaş, zalime düşman olmaktan ödün vermeyecektir. Bu devlet adalet terazisini hiçbir zaman ve hiçbir menfaat için kurban etmeyecektir. Zaten hamuru bu anlayışla yoğrulan bir zihniyet, bu değerlerle dünya durdukça varolacaktır.
Eski ve yeni hedeflerinin başarılı olması dileği ile yeni dönemin mübarek olsun Türkiye’m...