Başbakan Ahmet Davutoğlu son bir hafta içinde önce Fransa, ardından Almanya, son olarak da Belçika’da yaşayan Türklerle bir araya geldi. Bu buluşmalar Avrupa’nın 11 Eylül’ü olarak adlandırılan Paris Charlie Hebdo saldırılarının hemen ertesinde gerçekleşti. Yaşanılan momentum olarak Avrupa’da yabancı düşmanlığının tırmanışta olduğu bir dönemde gerçekleşen Charlie Hebdo olayı, açık olan sinir uçlarını harekete geçirdi diyebiliriz. Bu süreç yabancı düşmanlığını tetiklemesi açısından kuşkusuz Avrupa’daki Türkler’i de yakından etkileyecek.
Davutoğlu’nun Paris ve Brüksel seyahatlerini takip etme imkanım oldu. Paris saldırılarının ardından gerçekleşen büyük cumhuriyet yürüyüşüne katılmak üzere Paris’e gelen Başbakan, yürüyüşün ardından Fransa’da faaliyet gösteren Türk sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi. Charlie Hebdo saldırısının ardından yaşanan gelişmeleri izlemek üzere bulunduğum Paris’te Türk büyükelçiliğinde basın toplantısı için beklerken, salonu dolduran Türk dernek temsilcileriyle de sohbet ettim.
Perşembe günü Brüksel’e seyahat eden Davutoğlu’nun temaslarını izledim. Avrupa’nın Dostları grubunun düzenlediği konferansta konuştu. AK Parti Brüksel Ofisi’nin açılışını gerçekleştirdi. Ardından da “Brüksel Buluşması” adıyla düzenlenen vatandaş toplantısında Belçika’da yaşayan Türkler ile bir araya geldi. Belçikalı Türkler Başbakan’ı coşkulu bir salonda karşıladı. Davutoğlu Türk vatandaşlarından seçimlerde mutlaka oy kullanmalarını istedi. Arka arkaya Paris, Berlin ve Brüksel’de gerçekleşen buluşmaların ön hazırlığını gerçekleştiren AK Parti İstanbul milletvekili Metin Külünk’ün çabaları da dikkat çekiciydi.
Avrupa’daki Türkler nefeslerini tutmuş Türkiye’deki gelişmeleri izliyorlar. Haziran ayında yapılacak olan seçimler Avrupa’daki Türkiye açısından da son derece önemli. Charlie Hebdo miladıyla ortaya çıkan momentumda, Avrupa’daki yabancılar için hayat daha da zorlaşırken, arkalarında güçlü bir memleketin varlığını hissetmelerinin önemi de artıyor.
Amasya Alevi Çalıştayı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bir dizi toplantıyla Alevilerin sorunlarını masaya yatırıyor. Bu toplantıların sonunda açıklanacak olan rapor, önümüzdeki aylarda kamuoyuna açıklanacak. Bu çerçevede Çorum, Tokat ve Amasya Alevileriyle Cumartesi günü Amasya’da düzenlenen toplantıda bir araya gelindi. Oturum Başkanlığı’nı Yılmaz Ensaroğlu’nun yaptığı toplantıda ortaya çıkan ilk sonuç Alevilerin konuşmak istedikleri hatta biraz da öfkeli olduklarıydı. “Cemevlerinin statüsünü tartışmak kimsenin hakkı ve haddi değildir” diyen Alevi dernek temsilcisinden, “CHP tabanının yüzde 80’i Alevi’dir ancak 80 kişilik parti meclisinde 5 Alevi bile yoktur” saptamasını yapan Alevi’ye kadar konuşmaların satır araları öfke doluydu. “Eskiden Alevi olduğumuzu söyleyemezdik. Cemevleri kültür merkezi adı altında açılırdı” cümlesinde de geçmişle önemli bir mukayese gizliydi. Türkiye’de 3000 civarı Cemevi var. Çözülmesi gereken düğümler var. Bu tür cesur buluşmalar bu düğümlerin çözülmesi için kritik bir rol oynayabilir. SETA’nın Toplantılar serisi Erzincan ve Malatya ile devam edecek. Tekirdağ, İstanbul, Bursa ve Balıkesir’de de toplantılar gerçekleşecek. Bu toplantılar raporlaştırılacak. “Çözüm Süreci” formatındaki bu toplantılarla başlayan bir dizi çalışmayla eski bir yara tedavi edilmeye çalışılacak. Elbette konuşmacılardan birinin dediği gibi “Ortada 1400 yıllık sorunlar duruyor. 2 saatte çözülmesi beklenmemeli.” Ama Amasya’da çözüme dönük gerçekçi konuşmaların yapıldığı o buluşma umut vericiydi, bunun altını çizmek gerek.