Metin Akpınar, “karşı dava” açacakmış...
Kime?
Sözlerini yanlış aksettirenlere...
Bu cümleden olarak, biz, Metin Akpınar’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik bir cürüm işlemediği (tehdit ve hakarette bulunmadığı) sonucuna varıyoruz.
Meğer bütün kabahat, sözlerini çarpıtarak ileten medya organlarındaymış.
Metin Akpınar espri yapmış, medya çarpıtmış...
Daha doğrusu biz çarpıtmışız...
Muhtemeldir ki, hâkim karşısında da böyle bir savunma yaptı.
Sorguya alınmadan önce, “Savcıyı bekliyoruz. Savcı gelecek, ifademizi vereceğiz” demiş ve şunları eklemişti: “Bizim programdaki sözlerimiz cımbızlanarak, yanlış ifadelerle basında yer aldı. Herhalde o bilgi de Cumhurbaşkanına yanlış iletildiği için o da ‘hesabını verirsiniz’ diye konuştu. Biz bunu hak edecek bir şey yapmadık. Bütün konuşma metninde de ne Cumhurbaşkanının adı geçmiştir, ne de hedef alınmıştır. Biz sadece çağdaş demokrasinin ülkemizde uygulanması bağlamında tarifler yapmaya çalıştık.”
Savunmasında da bunları söylediyse, sabır taşını çatlatmıştır.
Bunları söylemiştir ve muhtemelen hâkim de içinden “Bak şu tabansıza! Bir de inkâr ediyor” dedikten sonra, basmıştır denetimli serbestlik kararını...
Fakat merakımı muciptir:
Metin Akpınar, neye dayanarak sözlerinin çarpıtıldığını düşünüyor?
Hangi ifadesi ya da sözleri cımbızlanarak alınmış da, ortaya hak etmediği bir “Metin Akpınar portresi” çıkmış?
Dahası, hangi çarpıtmadan dolayı kimleri, hangi medya organlarını mahkemeye verecek?
Konu bu satırların yazarını da ilgilendirdiği için (Metin Bey’in dava açacağı potansiyel isimlerden biriyim, ayrıca kendisine “hadsiz” dedim. Şimdi de, “Dava açacakmış... Hadi oradan!” diyorum!) üşenmedim, ilgili programın videosunu indirip, bir kez daha dikkatle izledim.
Hayır...
Herhangi bir “çarpıtma” ya da “cımbızlama” yok.
Metin Akpınar, “tehdit ve hakaret” içeren o sözleri tastamam söylemiş.
Üstelik o gün programda söyledikleri, “savcı kapısında” beklerken yaptığı açıklamayla birleştirilince sözleri daha korkunç bir hal alıyor. (Çünkü ilk söylediklerini şerh etmiş oluyor.)
Cumhurbaşkanını hedef almamış...
Ne yapmış?
Çağdaş demokrasinin ülkemizde uygulanması bağlamında tarifler yapmaya çalışmış...
Nasıl yani?
Liderin ayağından asılacağını, belki mahzenlerde zehirlenerek öldürüleceğini, başka liderlerin yaşadığı kötü akıbetle karşılaşacağını anlatarak mı?
Bu mu Metin Akpınar’ın tahayyülündeki çağdaş demokrasi?
O “çağdaş demokrasi”nin içinde neden sandık yok?
Kusura bakmasın ama Metin Akpınar’ın “çağdaş demokrasinin ülkemizde uygulanması bağlamında” yaptığı tarifler demokrasiye pek uymuyor.
Çünkü Metin Akpınar demokrasi istemiyor...
Liderin ayağından asılmasını ya da mahzenlerde zehirlenerek öldürülmesini istiyor...
Daha doğrusu, “faşizm” istiyor.
Bu isteğini meşrulaştırmak için de, (muhayyel) kutuplaşmayı işaret ediyor.
Kutuplaşma çok artmış. Bunu bir an önce bitirmeliymişiz.
Bitirin o zaman... Bitirmek sizin elinizde...
Kimsenin yediğinize içtiğinize, hangi oyunu oynadığınıza nerelerde eğleştiğinize, hangi partiye oy verdiğinize karıştığı yok.
Bitirin...
Karşıt görüşteki insanlara saygılı olun, onları düşmanlaştırmaktan vazgeçin.
En iyi, en yeni, en demokrat, en çağdaş, en haklı siz değilsiniz.
Sizin dışınızda da bir dünya var ve artık “farklılıkları” hazmetmeyi öğrenin.