Son sözü baştan söyleyelim: 15 Temmuz, ABD “derin devletinin” İsrail-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)-Suudi Arabistan üçgeninde şekillendirdiği bir darbedir, FETÖ unsuru kullanılmıştır.
Kanlı işgal saldırısının ana karargahı, Washington merkezli Foundation for Defense of Democracies-FDD (Demokrasileri Savunma Vakfı)’dır. Bu vakıf, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Amerikalı siyonist işadamı ve İsrail başbakanı Netanyahu’nun en büyük mali destekçisi Sheldon Adelson tarafından kurulmuştur. Başındaki adam,Bush dönemi noe-con başkan yardımcısı Cheney’in sağ kolu John Hannah’ı 2015’ten bu yana yakın takibe aldım, zaten kendisi de bize, 15 Temmuz’un gelişini, Foreign Policy’de 15 Haziran 2016’da yayınlanan “Erdoğan gibi bir sorunu nasıl çözersiniz” yazısıyla duyuran bir şahsiyettir.
Hannah’ın yanında, Mark Dubowitz, Jonathan Schanzer gibi kıymeti kendinden menkul bazı zevat da var, bugün dördüncü yılını idrak ettiğimiz 2013 Mısır Darbesi başta, Ortadoğu’daki bütün “pisliklerin” arkasından bunların isimleri çıkıyor. Bu şahısların yanında bir de “CHP eski milletvekili” Aykan Erdemir var, bakın bu bağlantı önemli... Ama önce Ortadoğu’daki “şer ittifakına” bir bakalım...
BAE-İsrail ittifakı...
Kağıt üstünde baktığınızda BAE’nin İsrail ile diplomatik ilişkisi yok, “Filistin davasında hassas olduğunu” savunuyor, yalan!..
FDD’nin gizli yazışmalarının ortaya dökülmesiyle (Ruslara teşekkür ederiz) belirlenen gerçek, bu, siyonist vakfın, aynı zamanda BAE-İsrail ittifakının da arka cephesini oluşturduğunu gösterdi. BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Oteiba’nın Hannah baştaFDD yetkilileriyle yaptığı yazışmalar iki gerçeği olarak ortaya koydu: 1- 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında İsrail-BAE ittifakı var, 2-Bugün Katar’a dönük saldırının da fikir babaları aynı adamlar...
Net gerçek şu: ABD “derin devleti” 2013 Mısır Darbesi’nin İsrail-BAE-Suudi Arabistan üçgeninde başarıya ulaşmasından FDD çatısı altında oluşan ilişkileri diğer ülkelere karşı da kullanma kararı aldı.
Bu ittifakın “operatörü” ise, halen BAE’de yaşayan ve Muhammed Dahlan isimli bir “Filistinli hain...” Kıdemli İngiliz gazeteci David Hearst 29 Temmuz 2016 tarihli yazısında BAE’nin 15 Temmuz darbecilerine 3 milyar Dolar para gönderdiğini bu paranın da Dahlan üzerinden servis edildiğini yazmıştı. Erdoğan son konuşmalarında “darbecilere kimlerin para gönderdiğini de çok iyi biliyoruz” derken kuşkusuz MİT’in raporlarına dayanıyordu, aynı yola çıkar...(Bu arada, Haaretz de yazdı, BAE-Ürdün-İsrail üçgeni bu Dahlan’ı, Filistin’de yaşanacak bir darbe ile Mahmud Abbas’ın yerine geçirmeye karar verdiler, haberiniz olsun.)
· Yoksa, darbeyi kulağına fısıldadılar mı...
Aykan Erdemir, 2010-2015 arasında CHP milletvekili kimliği taşıyan (Atatürk’ün partisinde ne işi var diye sorabilirsiniz, Kılıçdaroğlu bir gün cevaplar herhalde) bir FETÖ yakını. Küresel akıl tarafından FDD saflarına çekilmiş, yüksek ihtimal, işlevini, Kılıçdaroğlu’nun eski danışmanı, halen FETÖ’den tutuklu Fatih Gürsul’a emanet etmiş.
Bu açıdan baktığınızda, Kılıçdaroğlu’nun 1 Aralık 2013’te başlayan ABD gezisinin önemi var. Gezide kendisine eşlik edenler Aykan Erdemir ve -ZAMAN yazarlarından- emekli büyükelçi Faruk Loğoğlu... Gezinin zirve noktalarından biri, 4 Aralık 2013’te FETÖ’nün ABD’deki çatı örgütü TAA’yı ziyaret etmesi, bu arada Erdemir de boş durmuyor, 3 Aralık 2013’te yine bir FETÖ kuruluşu olan Rumi Forum’da konferans veriyor. CHP’nin resepsiyonuna ise Michael Rubin davetli, ne sürpriz(!)
Kılıçdaroğluülkeye dönüyor, 17-25 Aralık patlak veriyor, devamında CHP genel başkanının tüm siyasetini FETÖ’nün ürettiği “kirli malzeme” üzerine oturttuğunu, hatta yasadışı dinleme tapelerini Gazi Meclis’in çatısı altına kadar taşıdığını görüyoruz, tesadüf mü, değil!..
Erdoğan, FDD üzerinden Ortadoğu’da oynanan kirli oyunu bilerek Katar’a sahip çıktığında Kılıçdaroğlu’nun “AKP Hükümeti, terör örgütü olarak görülen Müslüman Kardeşler’e verdiği desteği keserek ve Rabia simgesini de bırakarak işe başlamalıdır” sözleriyle ortalığa dökülmesi de bir tesadüf mü, tabii ki değil.
15 Temmuz saat 23.15’te Atatürk Havalimanı’nda bir tankın üzerine çıkmazken, bugün o yürüyüşe neden sıvandığını da anlayabiliyoruz, baktım Aykan Erdemir yorumlarında bu yürüyüşün muhtemel sonuçlarından pek umutlu...
Kılıçdaroğlu’nun kulağına 15 Temmuz öncesi “bi’şeyler fısıldandı mı”, bilemem, ama bildiğim bir gün, Aykan Erdemir ile halen ABD’de siyasi sığınmacı eski Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu’nun bize anlatacağı çok laf olduğudur...