14 Ağustos 2001, tarihimizdeki en önemli dönüm noktalarından biri.
Üzerimizden silindir gibi geçen, o meş’um 28 Şubat sürecinin insan hakkı ihlallerinde zirvede olduğu zaman dilimi.
Millet bu karanlık süreçten çıkmak için ‘erkek-ürkek’ propagandası yapan bir partiye destek vererek sürece tepki göstermişti. Ama bu baskıcı sürece karşı direnecek diye destek verdiği parti seçilen başörtülü milletvekilinin başını açtırarak yemin ettirdiğinde milletin ümitleri suya düşmüştü.
Millet arayış içindeydi.
***
Bu arayışa cevap vermek için 14 Ağustos 2001 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Adalet ve kalkınma Partisi kuruldu.
Millet o post modern darbe sürecine öylesine öfkeliydi ki 3 Kasım 2002 seçimlerinde o dönemde mecliste bulunan bütün partileri tasfiye etti.
DSP, ANAP, MHP, DYP ve FP’yi cezalandırarak meclis dışında bıraktı ve o dönemde mecliste bulunmayan sadece iki partinin, AK Parti ve CHP’nin önünü açtı.
Millet 28 Şubat darbecilerinin nefret ettiği düşüncenin sahibi olan AK Parti’yi iktidar yaptı.
***
Millet, geçen 15 yıl içinde -7 Haziran 2015’teki 5 aylık ikaz süreci hariç- AK Parti’ye her seçimde oyunu artırarak destek verdi.
Ak Parti böylece bir rekoru daha kırmıştı. Çünkü çok partili döneme geçtiğimizden beri hiçbir parti dört dönem üst üste üstelik oyunu artırarak iktidar olmuş değildi.
1950-1960 arası DP’nin üç dönem üst üste iktidar olduğunu gördük ama DP 1950 seçimlerinde % 55, oy aldığı halde 1957 seçimlerinde %47’ye gerilemişti.
Oysa AK Parti 2002 seçimlerinde %34 almış yapılan son seçimde oy oranı %49’u bulmuştu.
Peki millet bu büyük desteği AK Parti’ye neden verdi?
***
Çünkü her şeyden evvel bu parti iktidarı boyunca mali disiplinden taviz vermemiş ve ülkeyi iflasın eşiğinden alıp ekonomisi en istikrarlı ülkeler arasına sokmuştur.
Başlattığı kalkınma hamlesiyle, demokratikleşmede, ulaşımda, sağlıkta, eğitimde, tarımda, savunma sanayiinde, dış politikada hülasa hemen her alanda millete görülmemiş hizmetler sunarak liyâkat ve ehliyetini ispat etmiştir.
İnsanlar hemen her alanda liyâkat ve ehliyeti önemserler, sorunlarının çözümünde ideolojiye değil liyâkate bakarlar.
Hastasını kendisi gibi düşünmeyen doktora teslim ettiği gibi millet, yapılan icraatları görünce ülke yönetimine AK Parti kadrolarının ehil olduğuna ikna olmuş ve aynı düşünceye sahip olmasa bile bu partiye destek vermiştir.
***
Bir diğer önemli sebep de darbecilerin aksine bu kadroların başta lider olmak üzere milletin değerleriyle barışık olmasıdır.
Bu millet özünde muhafazakar/dindar bir millettir. Dinin birçok gereğini yerine getirmese de doğru olduğuna inanan gereğini yerine getirenleri de baş tacı eden bir millettir. AK Parti kadrolarının hem muhafazakar hem de yönetime ehil ve lâyık olduğunu -icraatlarıyla- gören millet bu partiye sahip çıkmıştır.
***
En önemli sebep ise bu kadroların darbe tehditlerine ve baskılara boyun eğmemiş olmasıdır.
Çünkü 14 yıllık iktidarı boyunca 7 kez darbe teşebbüsüne maruz kalmış, hepsinde de darbecilere karşı direnmiştir.
27 Nisan muhtırasına, 2008 kapatma davasına, Gezi kalkışmasına, 7 Şubat, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe/işgal teşebbüslerine boyun eğmemiş aksine direnmiş mücadele etmiş ve bu hususiyetiyle de milletin gönlüne taht kurmuştur.
***
Bunları düşününce ‘Nefret ettiğiniz bazı şeyler sizin için hayırlı, hoşunuza giden bazı şeyler de sizin için şer olabilir.’ ilahi kelamını hatırlarım.
Nefret ettiğimiz 28 Şubat süreci AK Parti’nin iktidara yükselmesi hayrına, 27 Nisan muhtırası milletin AK Parti’ye sahip çıkması hayrına, 7 Şubat,17/25 Aralık darbe teşebbüsü paralel yapı tuzağının deşifre olması hayrına, 15 Temmuz şerri de hain paralel yapının tasfiyesi hayrına vesile olmuştur.
AK Parti 15. Yaş gününde hâlâ milletin gözdesidir. İstikamette dâim olması duasıyla kutluyorum.