Bir siyasi partinin kayıtlı üyesi olmasa da, o siyasi partinin amansız savunucusu kimi medya mensupları kendilerini tarafsız göstermeyi pek severler.
Tarafsız görünürler ama bal gibi taraftırlar ve destekledikleri siyasi partiye toz kondurmak istemezler, hatta zaman zaman sertleşirler, kırmızı çizgi bile ilan ederler.
Aynı şekilde kimi araştırmacılar da vardır ki bal gibi taraftırlar ama destekledikleri partinin en ateşli savunucusu oldukları halde tarafsız olduklarını iddia ederler.
Ve maalesef kimi akademisyenler de vardır ki bilimden akıldan mantıktan saygıdan bahsederler ama aslında toplumun bir kesiminden nefret ederler, ön yargı ile hareket ederler.
FİKRİ DEĞİŞTİ Mİ?
“İmam Hatip’ten mezun olanlar bakın karşımıza cinsi sapık, sahtekâr, ahlaksız olarak çıkıyor” ifadesi de, tarafsız görünen ötekine saygılı olduğunu söyleyen bir akademisyenin aslında gerçek kanaatini açığa vurduğu bir söylemdir.
Gelen tepkiler üzerine yaptığı açıklama ile mantıklı bir gerekçe sunmamakla birlikte(çünkü bahse konu sapık İmam Hatip mezunu değildi) ‘Bu program nedeniyle üzdüğüm binlerce bu okul mezunundan bir cumhuriyet öğretmeni olarak özür diliyorum.’ deme erdemini gösterdiği de bir gerçektir.
Evet, o ve o düşüncedeki siyasiler, akademisyenler ve medya mensuplarının aslında muhafazakâr camiaya ve bu camianın gözde eğitim kurumu olan İmam Hatiplere bakışı, -kimi münferit olaylardan yola çıkılarak- özür dilenen cümlede somutlaşıyor.
Üzdüğü için en azından diğer fanatiklere göre özür diledi ama bu camiaya ve okula bakışı bence değişmedi.
Çünkü o cümle bir sapığın konu edildiği tartışma sırasında düşünmeden kurulan bir cümleydi. Özenle kurulmuş bir cümle değildi. Aslında gerçek fikrini bir anda ağzından kaçırdı.
YA MAHALLESİ?!
Bence daha önemlisi şahsın özür dilemiş olmasına rağmen onun mahallesindeki hiçbir siyasiden, medyadan en küçük bir kınama gelmemiş olmasıdır. Tam tersine ‘az bile söyledi’ diyenler çıkmıştır.
Seküler kesimin bu tavrı aslında İmam Hatiplerde verilen dini eğitime dolayısıyla dine yani İslam dinine duydukları tepkinin tezahürüdür.
Kendilerince tarif ettikleri garip bir laiklik anlayışıyla dînî olan her şeye karşı çıkmaktadırlar. Onlara göre din sadece Allah ile kul arasında bir inanç ilişkisinden ibarettir ve asla sosyal hayata etki etmemelidir. Onlara göre kamuda besmele çekseniz laiklik zedelenir, namaz kılsanız laiklik ihlal olur, helal haram deseniz laikliği çiğnemiş olursunuz.
Bu düşüncenin siyasi temsilcisi CHP’dir. Yaşar Nuri Öztürk’ün ifadesiyle, ‘CHP yönetimi iliklerine kadar işlemiş İslam nefreti ve üzerinde din dışılık Kuran dışılık örtüsü bulunan bir yönetim.’dir.(Star, 2 Kasım 2003)
İmam Hatipler hakkındaki düşünceleri de o akademisyeninkinden çok farklı değildir.
ÖNEMLİ OLAN TOPLUMUN NE DÜŞÜNDÜĞÜDÜR!
Fakat önemli olan toplumun gerçeklerinden uzak bu kesim değil topumun genelinin tavrıdır.
Ne CHP ne de o düşüncedeki medya ve akademisyen çevrelerinin toplumda karşılığı vardır.
CHP oylarındaki kıpırdama ve son seçimlerdeki bazı kazanımları da bu düşünceleri savundukları için değil muhafazakâr camiaya şirin görünecek kimi adımlar attıkları içindir.
İmam Hatiplere millet sahip çıkmıştır ve fiziki alt yapısı son zamanlara kadar bizzat halk tarafından hazırlanmış ve milli eğitime devredilmiştir.
Halk sahip çıkmıştır.
Çünkü İmam Hatipler, halkı dininden uzaklaştırma politikalarına karşı cumhuriyet döneminin en isabetli icraatlarından biri olmuştur.
İmam Hatipler darbecilerin de daima hedefinde olmuştur.
12 Mart muhtırasından sonra orta kısmı kapatılmıştır.
12 Eylül darbecilerinin gerekçelerinden en önemlisi İmam Hatipler camiler ve Kuran kurslarının artmasıdır.
En büyük darbeyi 28 Şubat post modern darbesi vurmuştur.
Fakat dedim ya önemli olan onların değil halkın tavrıdır.
Halk bu okullara ve mezunlarına sahip çıkmış, desteklemiş ve topluma hizmetlerinin önünü açmıştır.
Bu okullardan sahtekâr, cinsi sapık ve ahlaksız değil, millete vatana hizmet eden cumhuriyet döneminin en dürüst en namuslu ve milli manevi değerlere bağlı en ahlaklı kadroları yetişmiştir.
İMAM HATİP MEZUNU CUMHUBAŞKANI!
İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği ÖNDER’in son toplantısına gönderdiği mesajda Başkan Erdoğan bu gerçeğe şöyle parmak basmıştır:
"Milletimiz, kuruluşundan itibaren eline geçen her fırsatta bu okullara destek olmuş, imam hatipleri adeta küllerinden yeniden inşa etmiştir. Darbeciler tarafından kapısına kilit vurulmak istenen imam hatipler, bu ülkeye cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili, belediye başkanı, bürokrat yetiştiren seçkin eğitim kurumları haline dönüşmüştür. Bütün aşağılamalara, bütün hakaretlere, baskılara, yasaklara rağmen hamdolsun imam hatip okulları dimdik ayaktadır.
Türkiye'yi kendi karanlıklarına çekmeye çalışanlara inat, vatanımız için, ezanımız için, bağrından çıktığımız aziz milletimiz için çalıştık. Edebin edepsizlik içinde kaybolmasına müsaade etmediğimiz gibi ahlakın ahlaksızlık içinde boğulmasına rıza göstermedik. Vakarımızdan, onurumuzdan, bizi biz yapan kadim değerlerimizden taviz vermeden mücadelemizi bugünlere kadar getirdik. İmam hatip nesli olarak bize düşmanlık eden müptezellere cevabımızı daima başarılarımızla ahlakımızla edebimizle millete, devlete, ülkeye olan sadakatimizle verdik. Allah'ın izniyle ne bu camianın ne de bu milletin başını öne eğdirmedik, bundan sonra da asla eğdirmeyeceğiz."