Seçimlerde ortaya bir irade koymak, insanların hayat durumlarıyla çok yakından ilgili olduğu gibi, sadece bundan ibaret değildir. Seçimler yolu ile insan bireyler ortaya yalnızca siyasi tercihlerini koymazlar; siyasi tercihleriyle birlikte, siyasi kültürlerini ve bu kültürle oluşturdukları aidiyetlerinin olgunlaşma seviyesini de açıkça deklere etmiş olurlar.
Hiçbir seçim sonucu soyut değil, tam aksine her seçimin sonucu somuttur. Seçmen vatandaş, hayatı bütün zenginliği ve çeşitliliğiyle sergiler ve yaşıyor olmanın verdiği hissi ve zevki, kuru kavramsal araştırmalar ve asla kendi varoluşuyla örtüşmeyen siyasi hamaset yerine, iradesini sandığa yansıtarak tercih yapar.
16 Nisan Referandumuyla Türkiye'de seçmen yüzde 51/49 dengesiyle darbeler döneminin maddi ve teknik koşullarına son vermiştir. Bunun anlamı şudur; Türkiye'de iktidar değişimi artık darbeler yoluyla değil, siyasetin sunduğu, ideolojik, politik, kültürel ve ekonomik mücadeleler yoluyla ve sadece demokrasi içinde kalarak el değiştirecektir.
Aynı şekilde, 16 Nisan’da ortaya çıkan yüzde 51/49 dengesi bir siyasi ve kültürel dengedir ve kesin bir biçimde '' diktatörlük ve tek adamlık'' eleştirilerine son vermiştir. Bir sonraki seçimde dengenin değişebileceğini rakamsal olarak açık açık ortaya koyan bu vaziyet, diktatörlük ve tek adamlık suçlamalarını tümden anlamsız kılıyor.
Ama gelin görün ki, darbe heveslisi, kanadı kırık kargalar hala ''diktatörlük ve tek adamlık'' şarkısını söylemeye devam ediyorlar. Yahu utanmaz kardeşim; seçmenin bu dinamik, diri ve duyarlı refleksleri de mi yüzünün kızarmasını sağlamıyor. Siyasi pozisyonunu bu kadar bilinçle değiştiren bir halk, kime diktatörlük ya da tek adamlık yapılar oluşturma imkanı verebilir ki?
Oturun oturduğunuz yerde ve bu halka şükredin. Bu halkın duygularıyla oynamk yerine adam gibi ''ev ödevlerinize'' çalışın. Bu halka layık olun. Bu halkı baştacı yapın. Çünkü sizin ipe sapa gelmez gevezelik ve politik çocukluğunuz fena halde can sıkıyor.
16 Nisan referandumda bu halkın söyledği şudur; Türkiye'nin idari ve siyasi yapısı değişmelidir. Türkiye'nin bugünkü dünya konjonktüründe varlığını sürdürebilmesi ve modern ihtiyaçlarını süratle giderebilmesi eski rejimin hantal kurumlarıyla yapması mümkün değil. Nokta.
Türkiye'de seçmen vatandaş 16 Nisan'da yeni bir sayfa açmıştır. Siyaseti kökünden yenilemiştir. Bundan böyle hiçbir kurum ve kişi vesayetin mirasıyla Türkiye'de siyaset yapamayacak, iktidarı rüyasında bile göremiyecektir. Bu ülkenin gerçek sorunlarına odaklanmayan, bu sorunların gerçekçi çözümlerimden siyaset hattı oluşturamayanlar muhalefette bile kalma imkanı bulamayacaklardır.
Çünkü Türkiye meclisini ayrı seçecek, yürütmesini ayrı. Hele yürütmenin 50+1 bağlanmış olması, siyaseti sadece siyasetin imkanlarına iyiden iyiye mahküm edecek. Devlet kurumlarından darbeci vesaetçi odakların, kurumlarıyla birlikte tasfiye edilmesi en büyük demokratik kazanımdır.
Siyaset ile siyasetçi arasında sadece siyasetin kalacak olması bir demokrasi zaferidir.
Darbeci Karganın hüzünlü, içli içli yas şarkısı işte bu yüzden hiç inandırıcı olmuyor. Karga darbeciyken başkalarını ''diktatör ya da tek adamlıkla'' suçlaması işte bu nedenle çok komik oluyor.