İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi 1 Temmuz’daki Ergenekon davasının son celsesinde, Ergenekon örgütü adı altında bir örgüt olmadığına karar verdi ve dosyayı kapattı.
Mahkemenin mezkûr kararının ardından Ergenekon davasından yargılananlar ve destekçileri kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye başladılar. Biliyorsunuz 15 Temmuz Anadolu’yu işgal teşebbüsü sonrası “Yandaş” dedikleri medya bu güruhu ‘FETÖ mağduru’ diye halka tanıtıyorlardı ki sonradan bu hatadan dönüldü.
Mahkemenin Ergenekon diye bir örgüt olmadığına hükmetmesi Ergenekon davasından yargılanan birçok ismin masum olduğu mânâsına gelmez!
Bu mevzuyla alâkalı yazılarımda vurguladığım husus şu: ABD Türkiye’deki kırmızı unsurlarını yeşil unsurlarına ezdirdi!
Geçmişi bilmeyenler, mahkemenin mezkûr kararıyla birlikte kendilerini mağdur ve masum gösteren bu güruhun konuşmalarına bakıp da bunların mağdur ve masum olduklarına inanmaması mümkün değil; maşallah hepsi ana kuzusu!
Oysaki bu güruh, AK Parti’nin 2002 senesinde iktidara geldiği günden beri darbe yapmak için çabaladı durdular. “Cumhuriyet” adını verdikleri mitinglerle halkı sokağa dökmeye çalıştılar. Tanınmış kişilere yönelik suikastlar, linç girişimleri… “İyi ki ordu var”, “Genç subaylar rahatsız” manşetleri ve “Hayat tarzıma müdahale olursa dağa çıkar silâhlı mücadele veririm” konulu köşe yazılarıyla seçilmiş iktidara ve halka o dönem hep silâh gösterdiler!
Darbeye zemin hazırlamak için işledikleri onlarca şenâatı unutup Ergenekoncular için masum mu diyeceğim!
Darbe yapmalarına izin verilmedi, yapamadılar. Onların ezilmesi için kullanılan Fethullahçı Terör Örgütü de birçok defa ve son olarak da 15 Temmuz gecesi tank tüfekle darbe yapmaya kalkıştı lâkin onlar da yapamadılar. Allah izin vermedi!..
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın, "Darbeciler, Balyozcular, Ergenekoncular sırasını savdı, bu sefer FETÖ'cülere görevi devretti” sözleri aslında her şeyi ne de güzel özetliyor.
Ak Parti 28 Şubat darbecilerini yargılayamadığı gibi kendilerine darbe hazırlığı yapan Ergenekon ve Balyozcuları da yargılayamadı!
Sadece o günlerin gazete manşetleri, televizyon konuşmaları bile bu güruhun darbecilikten yargılanmalarına yeter de artar ama nerede o çelik irade!
İşte bu yüzden de hep savunma psikolojisi içerisinde kalınıyor ve yıllar sonra dönüp dolaşılan nokta: 17 yıllık AK Parti iktidarında hâlâ tesettüründen dolayı kadınlar aşağılanıyor! Bu muydu geleceğimiz nokta?
Çok basit bir futbol kuralıyla yazımı bitiriyorum: Atmazsan atarlar!