Geçen haftaki “Genç subaylar yine tedirgin olacak mı” başlıklı yazımda CHP’li Dursun Çiçek’in, “Başsavcılar bize diyor ki, iktidarı indirin biz de yargılayalım” sözleriyle alâkalı Adalet Bakanlığı yetkililerinin bir araştırması olup olmadığını sormuştum. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış. Yazımın yayımlandığı gün çıkan habere göre, İstanbul Adliyesi’nde tâlimatla savcıya ifade veren Dursun Çiçek, “Siz indirin biz yargılayalım” diyen Başsavcıların isimlerini vermemiş. Kendi zaviyesinden esaslı bir tavır, yoldaşlarını satmamış!
Dursun Çiçek’in bahsettiği Başsavcılar hakkında hemen Fethullahçı Terör Örgütü’yle bağ kuruldu. Neden akla sadece FETÖ geliyor? Adnan Menderes’i tiyatro yargılamayla asan hâkim ve savcılar FETÖ’cü müydü? 12 Eylül’ü yapan generaller de mi FETÖ’cüydü? Yazıyı uzatmamak için diğer darbe teşebbüslerini yapanlardan, muhtıra verenlerden bahsetmiyorum bile…
Kendilerine “Atatürkçü, laik” diyenler bu ülkede darbeleri yaptı. Öyle sözde filan değil, kelimenin tam mânâsıyla Atatürkçü, laik kişilerdi. İnançlarında samimiydiler. İnançları uğruna bu ülkede darbe de yaptılar, adam da astılar, işkence de ettiler. Peki şimdi ne oldu da bu damar kurudu? Sahi, kuruduğuna inanıyor musunuz? “Atatürkçü, laik” darbeci damarın darbecilikten vazgeçtiğini iddia etmek veya düşünmek saflık değil midir! 15 Temmuz gecesi tanklar İstanbul’un hangi ilçesinde alkışlarla karşılanmıştı? Bu ilçeye hâkim olan dünya görüşü hangi mefhumla tanımlanıyor?..
CHP lider kadrosundan ayrı olarak değerlendirirsek CHP’li seçmenin HDP/PKK’ya oy vermesi veya FETÖ’cüleri desteklemeleri onların PKK’lı veyahut FETÖ’cü olduğunu mu yoksa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek için her yolu denediklerini mi gösterir? Ve bundan sonra da her yolu ama her yolu deneyeceklerini…
Tam 10 yıl önce ülkedeki her şerden Ergenekoncular sorumlu tutuluyordu. Geçmişleri çok kirli olduğundan da kimse yadırgamıyordu. Ergenekoncular’ın kirli geçmişi, onlarla iktidar mücadelesine giren FETÖ’cüleri meşrulaştırdı, kahramanlaştırdı. Neticede neler olduğunu hep beraber yaşadık. Ergenekoncuları tasfiye eden FETÖ sıradaki hedefe yöneldi.İlk başta yargı darbesiyle (Dursun Çiçek’in isimlerini vermediği Başsavcılar’ın sözlerini hatırlayalım!) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmeye çalıştılar. Yargı darbesini beceremeyince de en son çare tank ve savaş uçaklarıyla Müslüman Anadolu halkını katlettiler.
Eski Ergenekon mahkûmu, CHP’nin eski milletvekili Dursun Çiçek’e ‘dert’ yanan Başsavcıların sözlerinden anlıyoruz ki, Atatürkçü/laik darbeci damarda bir kımıldanma var, kan akışı hızlanmış! FETÖ’nün izlediği taktiğin aynısını yapmanın peşindeler. Bunun yolunu da, geçen yazımda yazdığım üzere hükümetin FETÖ’ye mensubiyet ve iltisak başlangıç tarihi olarak belirlediği 17-25 Aralık 2013 tarihini geri çekerek yapacaklar. Pek medyaya yansımadı ama birkaç mahkemeden de bu minvalde karar çıktı. Bu kararlar kenarda bekletiliyor.
“Bu ne anlama geliyor” diye sorarsanız; şu anlama geliyor, zamanı geldiğinden Başkan Erdoğan’ı da FETÖ destekçisi hatta yöneticisi olarak yargılayabilirler. İster hayal deyin, ister plan; yapılmamak istenen bu!
Çiçek’in mezkûr sözleri sarfettiği programın tamamını seyrederseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Ak Parti FETÖ ilişkisi üzerine kurgulanmış programda Çiçek, soruşturma mevzusu olan sözleri bu bağlamda aktarıyor. Yâni bazı Başsavcılar Çiçek’e şunu demiş: “Ergenekon kumpasında sadece FETÖ değil AKP de suçlu. Biz şu an yargıda Erdoğan’ın indirecek kadar güçlü olmadığımızdan indiremiyoruz, siz bir şekilde indirin ondan sonrasını da bize bırakın.”
Merhum Menderes’i asanların ruhu hangi adliyelerde dolaşıyor? Yetkililer bir araştırsın…