ABD artık farklı ülkelerde darbe yapmayacakmış ama müdahalelere devam edecekmiş.
ABD geçici Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi açıklandı. Buna göre darbe ve askeri güç yerine diplomasi ve yumuşak güç daha fazla devrede olacakmış.
Amerika Birleşik Devletleri'nde her başkan döneminde yeni bir strateji belgesi açıklanıyor ve bu belge Başkanın adıyla anılan bir Doktrine dönüşüyor.
Yeni belgeye göre Biden döneminde ABD'nin askeri müdahaleleri ve operasyonları da, başka ordulara yaptırdığı askeri müdahale ve darbeler de daha az görülecekmiş.
Özellikle Ortadoğu'ya yönelik "Bölgenin sorunlarına çözümün askeri güç kullanmak olduğuna inanmıyoruz" ifadesi bu temenniyi yansıtıyor.
Ancak bu temenni bir kesinlik ifade etmiyor. Çünkü 'çözümün askeri güç kullanma olduğuna inanmıyoruz' demekle 'askeri güç kullanmayacağız' demek aynı şey değil.
Muğlak ifadelerle şekillenen yeni belge temenni doktrini gibi...
Askeri güç kullanmadan 'hasımları caydırmak, engellemek, cezalandırmak' nasıl olacak, bu belli değil...
Biden dönemi daha içine kapanan değil daha dışarıya açılan ve daha müdahaleci bir dönem olabilir.
Darbe yapmak veya yaptırmamak müdahale etmemek ve karışmamak anlamına gelmiyor. Belgeye göre dünyada demokrasi rejimi muhasara altında... ABD'nin çıkarları demokrasinin yaygınlaşmasına bağlı, demokrasi için ise müdahalede bulunmak ABD'nin önceliği!
Temel strateji uluslararası sistemi yeniden şekillendirmek...
Belgeye göre "Bu iş acildir çünkü ittifaklar, kurumlar, anlaşmalar ve ABD'nin yardımıyla tesis edilen uluslararası düzenin temelini oluşturan normlar test edilmektedir."
Bu bakış açısı şu iki argümanı öne çıkarıyor:
Bir, dünyanın düzenini biz kurduk, biz koruruz.
İki, dünyanın düzeni bizim menfaatlerimize bağlıdır.
Bu paradigmanın daha müdahaleci ve agresif politikalar üretmesi kaçınılmazdır.
Halkların iradesine rağmen iktidarları devirme eylemi bu anlayışa göre demokratik bir tutum ve bu uğurda yapılacak her müdahale ve manipülasyon demokrasi için bir erdem ve fedakârlık...
Demokratik rejimlerde hasım gördükleri iktidarları devirmeye çalışmak ise darbe olarak görülmüyor. Muhalifleri örgütlemek, organize etmek, desteklemek bu yüzden sıradan bir iş...
Yeni belge dayandığı mantık itibariyle "siyasi cellatlık anlamında darbe yapmayacağız ama siyaset mühendisliği anlamında yumuşak müdahalelerde bulunacağız" itirafında bulunuyor.
Oysa siyasete her türlü müdahale halkın iradesine ve demokrasiye müdahaledir.
Bir ülkenin başka bir ülkeye demokrasi teşvikinde bulunması ancak kendisinin güzel örnek sergilemesiyle mümkün olabilir. Bunun dışındaki her türlü çaba demokrasinin temel mantığına aykırıdır.
ABD'nin Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'nin endişeli bir ruh halini yansıttığı söylenebilir. Altlarındaki halının kaymaya başladığı gibi bir kaygı hissediliyor ve buna karşı dünya düzenini sağlamak ve kontrolü yeniden ele geçirmek gibi bir arayışa girecekleri görülüyor.
Bir yanda maruz kaldıkları iç ve dış tehditlerin meydan okumasına karşı derin bir kaygıya sahip oldukları hissediliyor, diğer yanda yeni dünya düzeninin süper gücü olma gibi büyük bir arzu ve hedefe soyunacakları anlaşılıyor.
Yeni belgenin nasıl şekilleneceğini ve yeni yönetim ne kadar bu belgeye göre hareket edeceğini zaman içinde göreceğiz.