Sandıktan çıkan halk iradesini yok saymak, halkın seçtiklerine yönetimi vermemek ya da geri almak darbe midir?
Anayasal düzen rafa kaldırılmamış olsa bile düpedüz darbedir.
Ve sanılanın aksine darbeler hep silahla ya da ordu gücüyle olmaz..
***
Babası eski bir Nazi subayı olan, yaptığı konuşmalarda Hitler’i ve uygulamalarını savunan Jörg Haider’in hikayesine bakalım bugün.
Avusturya’da Özgürlükçüler Partisi’nin Genel Başkanı olan Haider, Ekim 1999 seçimlerinde yüzde 27 oy alarak sandıktan ikinci parti olarak çıktı.
Siyasi atmosfer, Özgürlükçüler Partisi’ne koalisyon ortağı olma imkanı tanıdı.
Başına gelecekleri anlamış olmalı ki, Haider Hükümet’te görev almadı, daha önceden yaptığı Valilik görevine devam etti..
***
Avrupa’nın yaşadığı son darbe de işte böyle başladı...
Önce ABD ve İsrail, Viyana’daki büyükelçilerini geri çektiler.
Sonra, tüm AB üyesi ülkeler Avusturya ile ilişkilerin dondurulacağını, AB üyeliğinin de askıya alınacağını açıkladılar.
Yetmedi, ne AB bürokrasisinde ne de diğer uluslararası görevlerde Avusturyalılara görevvermemeye başladılar.
Sonuç mu, koalisyon bozuldu, seçimden 2. sırada çıkan Özgürlükçüler Partisi iktidardan uzaklaştırıldı.
***
Geçen yıllar içerisinde Avrupa Birliği içinde o dönem yapılanın doğru olmadığına dair inanış sık sık seslendirilmiş olsa bile ne bir özür geldi ne de bir daha olmasın diye bir konsey kararı alındı.
Aslında Avrupa’da her ülkenin farklı farklı korkuları ama ortak tepkileri vardır. Mesela, aşırı sağ, Almanya’da büyük tehdit olarak algılanırken, İngiltere’de büyük tehdit, Britanya’nın dağılmasını savunmaktır. Bu tür durumlarda tüm darbelerde olduğu gibi, demokrasiyi koruma kollama adına bir sürü anti demokratik şey yapılır...
***
Mısır’da yaşananlara Avrupa Birliği’nin darbe diyememesi biraz da bundandır. Gerektiğinde sandıktan çıkan sonucu yok sayanların, sandıktan çıkmış bir liderin devrilmesine göstereceği tepki ancak sembolik olurdu, öyle de oldu zaten.
Daha önce Haider’in hikayesini AB’nin 28 Şubat’ı başlığıyla yazmıştım, görünen o ki, hala Batı cephesinde değişen bir şey yok...