Oynadığı feci futbol nedeniyle; milli takımımızın gruptan çıkamamasını ve Türkiye’ye erken dönmesini, üzüntüyle ama normal karşıladım. Bizden kötüsü yoktu... Ama Cüneyt Çakır’ın, çeyrek finali bile göremeden şampiyonadan şutlanmasını kabullenmiş değilim. Evet, son yönettiği maç olan İtalya-İspanya mücadelesinde belki süper değildi ama, geri gönderilmesine neden olacak kadar da kötü değildi. İki dirseği atlaması dışında, açık bir hatası yoktu.
Belli ki, bir operasyona kurban gitmişti. Peki, neydi bu operasyon?
***
Çıbanbaşı İngiliz Hugh Dallas... Ülkesi İngiltere şampiyonadan elendiğinde, Çakır İtalya-İspanya maçına çıktı. Gözlemcisi bu şahıstı... Ülkesinin hakemi Clattenburg’un final şansını sürdürebilmesi için, Cüneyt’in infaz edilmesi gerekiyordu. Kendi verdiği 7.2’lik gözlemci notuyla, işlem tamamlandı. Bu notu alanın yola devam etmesi mümkün değildi. Çakır’ın geri gönderildiği gün yazdığım yazıda, “Göreceksiniz, final maçını Clattenburg yönetecek” demiştim. Oldu!
Dikkat ettiniz mi; havanın en çok sıcakladığı Temmuz ayının ortaları olduğu halde, Clattenburg uzun kollu forma giymişti...Neden?
Çünkü her iki kolu da, boydan boya dövmelerle doluydu. Yönettiği bütün maçlarda kısa kolla sahaya çıkamadı. Orta hakem öyle olunca, diğerleri de bu sıcakta mecburen ona uydu. Adam arızalı...
Final maçında Cristiano Ronaldo’nun biçilmesine çanak tuttu. Evet, eski bir sakatlığı vardı ama; arka arkaya aldığı sert darbeler bu sakatlığın nüksetmesini çabuklaştırdı. Adam bilinçli bir şekilde, daha oyunun başlarında saf dışı bırakıldı. İngiliz hakem bunu önleyebilirdi.
***
Cüneyt Çakır son maçında iki dirseği görmedi diye harcanırken, Hugh Dallas’ın hoşgörüsü yoktu. Çünkü Clattenburg’un önünü açmaya odaklanmıştı... Türkiye’nin oynadığı kötü futbol ve etkisiz halini öne sürerek, yakınlarına “Böyle bir ülkenin hakemi final mi yönetir?” diye, serzenişte bulunduğu ortaya çıktı. Şampiyonadaki hakem atamalarından sorumlu birisi, İhsas-ı Rey (Yani peşin hüküm) sayılacak bir sözü nasıl kullanır?
Kısacası, Cüneyt’i bu kez harcadılar.