Bizim Milli Takımımız her nedense sıkıntılı dönemlere girdiği an dirilişe geçiyor. Yumurta kapıya geldiği zaman varlığımızı gösteriyoruz. Uzun yıllardır Selçuk’u orta sahada bu kadar verimli ve istekli görmemiştim. Sadece Selçuk mu? Ozan da, Emre de takım halinde de inanılmaz önemli bir oyun disiplinine sahip çıkarak maçı forse ettik. Maçın başında Arda ile başlayan akın başlangıcımızda genç Emre gol pasını Burak’a aktardı. Uzun zamandır gol ayağımız olan Burak attığı golle takımımızı ilk önce öne geçiren oldu.Kalecimiz Volkan Babacan, üç direk arasında kendine güveniyle birlikte inanılmaz kurtarışlar yaparak takımımıza destek verenlerin başında geldi.
Milli Takımımız’a sormak isterim, “Daha önceleri neredeydiniz?” İllaki yumurtaya kapıya dayandıktan sonrayı mı bekleyecektik direnişe geçmek için. Fatih Hocam’ı saha kenarında inanılmaz gergin gördüm. Nasıl Gerilmesin ki.. Yurdum insanından gelen tepkilerle birlikte saha kenarında stresli beklentilere girmeyecekti de ne yapacaktı?
Bakın dostlar. Bizim Milli Takımımız turnuvanın başlangıcında bu tip oyunu tercih etmiş olsaydı, böylesine sıkıntılı beklentilere girmeyecektik. Arda kardeşimiz bu maç öncesinde akıllara durgunluk verecek tepkiler almıştı. Ama bu maçta tüm halinde Arda ile birlikte kalecimizden savunmamıza , orta sahamızla uyum girişimlerinde beklenen düzeyin en iyi şekilde görüntüsünü verdik de. İllaki başımıza taş düştükten sonra mı aklımız başımıza gelcek. Demek ki, bizim Milli Takımımız’ın futbol felsefesi sıkıntıntılara girdikten sonra direnişe geçmek. Eğer böyle bir futbolu daha önce Hırvat ve İspanya’ya karşı oynamış olsaydık, bu kadar rahatsız beklentilere girmemiş olurduk.