Rüştü, Milli Takım’a verdiği hizmetleri Finlandiya ile oynanan karşılaşmada noktaladı. Her haliyle genç oyunculara örnek olabilecek bir profil çizdiği için futbolda gösterdiği üstün performansla kendisine çok teşekkür etmek gerekir.
Maça gelince... İkinci karşılaşmasına değişik kadroyla çıkan teknik patron Abdullah Avcı, çıkardığı 11’i kafasındaki şablonla çiziyor. Mehmet Topal ile Emre orta sahayı iyi organize etti. Hasan Ali ve Hamit kanatları iyi çalıştırdı. Dolaysıyla ilk yarıyla Türk Milli Takımı, sahanın tamanının hakimiydi. İyi oynarken yenilen gole rağmen futbolcularımız tempolarını hiç bozmadı ve bu Milliler için bir artıydı. Burak’la erken gelen beraberlik golü futbolcularımıza moral verdi..
Çağın futbolunda savunmanın göbeğinde oynayan futbolcuların arkadaşlarının kademelerine girme dışında en önemli vazifeleri topu iyi oyuna sokmasıdır. Bekir ve Semih bunu dünkü karşılaşmada çok iyi yaptılar. İyi anlaştılar ve hatasız top kullandılar. Dolaysıyla diğer futbolcularımız da buna ayak uydurdular. 1-1’lik ilk yarı skoru aslında oynadığmız futbolun karşılığı değildi. Bana göre Arda sol kenarda hücuma katılsaydı, hem daha etkili oynardık hem de Hamit daha çok hücuma çıkardı. İkinci yarı Türk Milli Takım açısında çok daha güzel başladı. Pas yüzdemiz hem yüksek hem de isabetliydi. Arda’nın sol tarafa yakın oynaması Hamit’in ileri çıkmasını sağladı. Emre ve Topal’ın sakin oyunu tüm takıma yansıdı. Umut’un ileri uçta sağa ve sola depar atması, Burak’ın rakip sahasında daha çok boşluk bulmasını sağladı ve Burak da bunları iyi değerlendirdi.
Abdullah Avcı’nın elinde iyi bir jenerasyon var. Her geçen gün A Milli Takımımız daha iyi oynayacaktır. Dün akşam 3-2’lik mağlubiyete karşın iyi oynayan Milli Takım’a tarafsız bir gözle bakarsak oynadığımız futbol yavaş, belki pas yüzdemiz yüksek ama futbolumuzu biraz daha hızlı oynamazsak hızlı oynayan rakipler karşısında zor duruma düşeriz.
Son anlarda sahaya giren gurbetçilere ise diyecek birşey bulamıyorum. Bu davranışlara son vermemiz lazım.