ABD’de yerin üstünde de, altında da kural var. Bu kurallar uygulanıyor ve herkesin istisnasız bu kurallara uyması bekleniyor. Yani ABD hem yerin üzerinde trafik kuralına uygun araç kullanıyor, hem de yeraltında madende kurala uygun davranılmasını talep ediyor.
ABD Çalışma Bakanlığı’nın maden güvenliğinden sorumlu dairesinin web sitesi, bir bilgi dağı halinde... onlarca link yüzlerce belgeyi görüşe sunuyor. Maden Kazaları ve Kurtarmaya dair bölümü açtığınızda, elde taşınan bir aletin resmi karşınıza çıkıyor. Alet, gece görüşü dürbünü gibi, duman ve alevler arasından görüş sağlayarak geride kalan kimse var mı yok mu, ekranında gösteriyor... Aletin altında da büyük puntoyla -Buna verecek paranız gerçekten yok mu- yazılı... Bakıp -Kaç paraysa alalım- dememek elde değil.
ABD kömür üretiminde dünya ikincisi, burada da kazalar oluyor, ancak yıllık ölümler 30-40 arasında. ABD Çalışma Bakanlığı, raporlarda hep -Madencilik kazaları önlenebilir kazalardır- diye tekrarlayarak, madende ölümü ilke olarak reddediyor.
Buna rağmen kaza olursa, sistem dört konuya bakıyor: Ne yanlış? Nerede yanlış yapıldı? Bu yanlış nasıl giderilecek ve bir daha nasıl tekrarlanmayacak? Hafta başından beri ABD’de iki madende üç madenci can verdi. Kazadan sonra müfettiş duyuru yapıyor: Bu madende bu kazanın neden olduğunu bilen, önceden gidişatı gören var mıydı? Hatta güvenliksiz durumların ihbarı için özel telefon numarası var. Bu hat, İspanyolca kullanıma da açık, çünkü Amerika’da İngilizce bilmeyen İspanyol asıllı işçi olabiliyor. Madende olağanüstü bir durum varsa, durum bakanlık özel telefonuna 15 dakikada bildirilmek zorunda.
Sonra kaza raporları internette herkesin görmesine açık. Rapor olay yerini görüntülemiş ve sonuçları ilan ediyor. Şu şu olduğu için bu kaza olmuş. Ve altında yazıyor: Bu kazanın önlenmesi için başka fikri olan var mı? Ortak tecrübeyi ve birikimi paylaştırmaya ve herkesin katkı yapmasına açık bir sistem var. Belki biri aynı aleti kullanmıştır ve bir olay yaşamıştır, bir gözlem yapmıştır. Bunu paylaşsın ki, bir daha aynı yanlış yapılmasın.
Madenci Kurtarma konusundaki belge ve bilgiler de aynı biçimde yüzlerce sayfa ve görüntüden oluşuyor. Madende uyulması gereken kuralları ve adımları görünce, madene işçi indirmenin uzaya astronot yollamak kadar zor ve ayrıntılı bir iş olduğunu görüyorsunuz. Madende kaç kişi var- sorusuna sistem çare bulmuş. Giren ve çıkan herkesi otomatik takip ediyorlar. Madenin haritaları, sürekli yenileniyor. Bu arada madencinin yatağa inerken uyması gereken kurallara bakınca, madenci olmanın da hayli eğitim gerektirdiği fark ediliyor. Uyarmış: Madene inince bak, yer kaygan mı, yerde moloz, enkaz var mı?
Benzer kural ve mevzuatın ve resmi izlemenin Türkiye’de olmadığını ima etmiyoruz. Ancak her işte olduğu gibi maden işinde de uluslararası standartlar var. Bu standartlar hep ölümler ve acılı olayların ardından edinilen ortak tecrübe ile oluşmuş. Bu standartlara rağmen yine kaza oluyor. Ama kurala uyulursa bir sonraki kazanın olması ya da can alması güçleşiyor.
Bütün bunların sonucu şu: Türkiye’ye kömür lazım. Ekonomide kömürü dışlayamayız. Ancak kömürü şehit vermeden çıkarmak zorundayız. Benzer biçimde trafikte de şehit vermeden yolculuk yapmak zorundayız. Türkiye kömüre -sorun- değil, çare olarak bakıp, uluslararası standartta kömürü çıkarabilir ve yakabilir... Dünyada kömüre yeni bir yaklaşım var: Çin kömürle kalkınıyor. Doğalgazda Rusya’ya bağımlı kalmak istemeyen ve nükleerden korkan Avrupa kömüre dönüyor. Dünyada elektriğin yüzde 40’ı kömürden üretiliyor. Kömür 2020 yılında petrolü geçip, dünyanın bir numaralı enerji kaynağı olacak. Ve de bilinen rezervlerle kömürün dünyada 130-140 yıl daha ömrü kaldı. Halen dünyada kömürü üretebilen herkes üretiyor ve kullanıyor. ABD sonradan kayagazı-doğalgaz buldu, kömür santrallerinden vazgeçme lüksüne erişti. Kömürde AB standardı, makul bir hedef olabilir. Hem AB’nin de esası, Avrupa Kömür Birliği’dir. AB, kömür çıkarmayı öğrenerek AB oldu.
twitter.com/selimatalayny