Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde yenişemeyen ezeli rakipler finali son maça taşıyacak gibi görünüyor. Ligin yaklaşık yarısı bitmişken görünen o ki, şampiyonluk yarışında ilk iki sıradan sonra gelen takımların esamileri okunmayacak. Ekonomik kriz ligimizi kasıp kavururken, transfer döneminin açılması ile kulüplerimizin son kurşunları da atarak tükenişe varması artık kaçınılmaz gibi. Cuma gününe kadar hakem ekseninde estirilen, TFF Başkanını düşürmeye yönelik kaos günlerine dönecek olursak devletimiz kulüp başkanlarının kulağını çekerek ortamı sakinleştirmiş görünüyor. Aldığım duyumlara göre Federasyon Başkanının istifasını isteyen 15 kulüp başkanı, "Benimle derdi olan yüzüme söylesin, aranızda çoğunlukla karar alın, hemen olağanüstü genel kurula gidelim" diyen federasyon başkanının yüzüne dahi bakamamış, başlarını önlerindeki notlardan kaldıramamış. Mehmet Büyükekşi'nin, "Kanatsız kuş uçmaz" sözünü A4 kâğıda bastırıp, liseli ergenler gibi kulüpler birliğinde başkanların elinde dolaştırmaya benzemiyor demek ki bu işler. Bunu akıl eden ergenin de, bu ergenin aklı ile hareket eden kulüp başkanının da Türk Futboluna ne vereceğini bilemiyorum.
Hayaller ve gerçekler
Sonuçları çok merak edilen ve başkaldıran kulüplerin kelle alması ile bitmesi beklenen Kulüpler Birliği toplantısından, Bakan Osman Aşkın Bak'ın "Son haftalarda yaşanan sorunlar bizi bir araya getirdi. Buradan omuz omuza güçlü şekilde çıkacağız" mesajı çıktı. Tabii bu mesaj cuma akşam saatlerinde kamuoyuna yansıdığı için perşembe akşamı gazeteci görünümlü troller sosyal medyada yangına devam ettiler. Belli ki kulağı çekilen kulüp başkanları ile iletişimde sorun yaşamışlar. Oysaki önceki yazımızda da yazdığımız gibi devlet bu alana girmiş, uyarılması gerekenler çoktan uyarılmış, Büyükekşi'ye karşı vesayet güçleri tarafından başlatılan başarısız kalkışma bastırılmıştı. Perşembe akşamının sosyal medya gündemi Fred'in kırmızı kartına VAR kayıtları ile itiraz edilmesi, kırmızı kartın tahkim kuruluna iptal ettirilmesiydi. Her ne kadar konuştuğumuz hukukçular kırmızı kart iptalinin TFF tarafından geçmişte hatalı bir şekilde yapıldığını, FIFA'nın direktifiyle bu yanlış uygulamaya son verildiğini söyleseler de bu durum yangını çıkaranların umurunda değildi. Yangının altına odun atılmaya perşembe akşamı da devam edildi. Yangın, cuma günü Bakan tarafından yapılan açıklama sonrasında sönünce, Fenerbahçe'nin Fred için maçtan önce Tahkim Kurulu'na müracaat dahi etmediği de göz ardı edildi. Evet yanlış duymadınız, Fenerbahçe Kulübü, Fred'in cezasına maçtan önce itiraz ederek, tahkim kurulunu pazar sabahına olağanüstü toplantıya çağırmadı bile. Oysaki geçmişte bunun onlarca örneği olmuştu. İnanın Fenerbahçe taraftarı, başkan ve yönetimden daha hassas bu konularda. Taraftar pazar günü maç saatine kadar tahkim kurulundan gelecek haberi bekledi durdu. Başvuru yapılmadığından doğal olarak bir haber de gelmedi. Bana göre Fenerbahçe'de Başkan ve yönetim olan bitenin farkında bile değil. Nitekim Fenerbahçe yönetimi, ligin sonuna mutlak etkisi olacak maçtan bir gün önce (sonuncu sıradaki) yedek yönetici Can Gebetaş'ın Fenerbahçe taraftarlarınca bile ciddiye alınmayan açıklamaları ile derbiye ayar verdi. Nerede Mahmut Uslu, Murat Özaydınlı gibi yöneticiler, nerede bugünün zayıf yöneticileri... Maçın ardından bu kez Obradovic'in mirası olan basketbol şubesini yerlerde süründüren, taraftarın en çok eleştirdiği yöneticilerin başında gelen Sertaç Komşuoğlu'nun açıklamaları geldi. Gerçekten de kongre üyeleri Ali Koç'un hayal ettiği Fenerbahçe'yi anlayamamışlar. Ali Koç tarafından vaat edilen Real Madrid, gerçekleşen ise Mardin 1969.
Kendi sahasında berabere kalmak artık ne Fenerbahçe yönetimini ne de Fenerbahçe taraftarını üzmüyor. Puan kaybının bahanesi daha maçtan önce hazır. Sosyal medyadaki paralı troller hemen hazırlıyorlar taraftarı:
Fred yok...
Arkadaşlar Fred yok ama gerçek şu ki, son üç maçta Galatasaray kalesine şut dahi çekememiş Fenerbahçe. Bırakın böyle mazeretleri. Ortega gibi en önemli futbolcusunun atıldığı maçta 10 kişi kalmasına rağmen Galatasaray'ı 6-0 yenen Fenerbahçe değil miydi? Nereden nereye...
1-0 biten maçların ardından Fenerbahçe'nin sıkıcı futbol oynadığını söyleyenler, şut çekilmeden biten maçın ardından, "Olsun lideriz, boşver" diyerek geçip gidiyorlar.
Gerçekten de neredeeeen nereye...
Kaybedilen her şey yerine konur da, vasatlığa alışıp iddianızı kaybettiğinizde yapacak bir şey kalmıyor. Yeni normalimiz olan, biri biter biri başlar döneminde, yeni hedefimiz Arabistan'da oynanacak süper kupa. Artık Cuma'yı bekleyelim.
Tanıdık nağmeler
Son günlerde camiada Sadettin Saran pek görünür olmaya başladı. Tıpkı 2018 seçimleri öncesi gibi bir parlatma durumu var. Sadettin Saran son konuşmasında diyor ki, "Bizim anlayışımızda takım iyi giderken seçim için ortaya çıkmak yok. Yönetime bu futbol iklimi ile mücadelede destek verelim". Doğru mudur bilemem, bir yandan da kulaktan kulağa Ali Koç'un da Sadettin Saran'a destek vereceği, seçimde onu destekleyeceği söyleniyor. Takım şampiyonluğa giderken seçim için ortaya çıkmak futbolda ilk kez yaşanan bir durum değil. En son 2018 seçimlerinde olmadı mı? Bal gibi de oldu. Şimdilerde de oluyor. Hatta Sadettin Saran da bizzat çalışmalar yapıyor. Yani boş laf bunlar. Kırk yılını Fenerbahçe camiası içinde geçirmiş, Fenerbahçe'nin iç siyasetini bildiğini düşünen bir gazeteci olarak aklıma gelen soru ise şu:
Bu futbol ikliminde Ali Koç ve yönetimine destek olalım diyen Sadettin Saran'ın, bu futbol iklimine karşı yönetime destek olmak 3 Temmuz 2011'den beri bugün mü aklına gelmiş? Saran'a bir de hatırlatma yapayım: Fenerbahçe camiası haksız verilen bir taç atışını bile unutmaz, yıllar geçse de günü gelir hesabını sorar. Onun için kendisine 3 Temmuz ile halleşmeden camianın hafızasını sınamamasını tavsiye ederim. Ali Koç, önümüzdeki yıl başkan adayı olmayacağını her fırsatta söylese de futbolda dün yoktur. Ali Koç bana göre önümüzdeki dönemde de aday olacaktır. Ha diyelim ki, özel sebepler ile aday olmadı. Benim tanıdığım Ali Koç kendi ekibi dışında kimseyi desteklemez. Desteklememelidir de; aksi takdirde gelen yönetimin başarısızlıkları da Ali Koç'a yazılır.