Türkiye garip ülke vesselam. İster seçimle ister atama ile makam mevki konularında ülke insanını en iyi tanımlayan şey “Cüret”. O cüret ki, lise mezununu üniversite mütevveli heyetine üye yapar. O cüret ki şike zanlılarını hakim savcılarla Nakkaştepe’de bir restoranda gizlice buluşturur. O cüret ki, şike ve çete suçundan ceza almış insanları Topuk yaylasında devlet erkanı ile bir araya getirir.
Aylardır yazıp çiziyoruz. Şike hırsızlıktır. Lütfen hırsızlara kahraman muamelesi yaparak çocuklarımıza yanlış mesajlar vermeyin. Marcus Tullius Cicero’nun meşhur sözü var bu konuda “Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çöker” diye. Başını kuma gömmüş insanlar yığını olan ülkemiz, futbol üzerinden örselenmiş adaletin çığlığını ve hakkın tecelli etmesini bekleyen milyonlarca sporseverin çaresiz haykırışını maalesef duymuyor.
Üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçti KİRLİ ŞİKE olayının. Biz öyle olduğunu çeyrek yüzyıldır söylüyorduk da şimdi tüm dünya bunu acı bir biçimde öğrendi. Yakışmadı bize bu tablo. Yakışmadı bu kara leke. Ne bize, ne ülkemize ne de bin bir zorluk ve emekle yetiştirdiğimiz başarılı sporcularımıza. Biz bundan çok daha iyi bir sportif başarı hikayesi hak ediyorduk oysa. Neredeyse 3-5 kişiden başka yazan yok ve biz de yazmasak unutulur diye sene-i devriyesini dolduran bir davanın bazı kritik isimlerini hatırlatmak istedim sizlere. Unutmayın ve unutturmayın diye ve isimlerini çocuklarınıza verirken belki bir kez daha düşünürsünüz diye...
“Los Kartalos” yaratacağım derken kendi kulübünü batıran, UEFA’ya yanlış bilgi verip kulübün ceza almasına neden olan ve son olarak da şike suçunu örtbas etmek için aylardır canhıraş bir biçimde çalışan bir kişi ülkenin en önemli spor organizasyonun başında bulunuyor. Yıldırım Demirören...
Allah göstermesin, Peygamberin övgüsüne mazhar olmuş bir şehrin Büyükşehir Belediye Başkanı olan Kadir Topbaş’ın başına bir şey gelse bu mukaddes şehri 800 sayfalık şike tapelerine göre önüne gelene küfreden Başkan Vekili bir isim yönetecek. Göksel Gümüşdağ...
Avrupa’dan ırkçı sözleri nedeni ile gönderilen ama Türkiye’de hem milli maçlarda hem oynadığı lig maçlarındaki ırkçı, saldırgan ve tehdit dolu sözlerine devam edegelen bir isim Milli Takım’a kaptanlık yapıyor. Daha da acısı Milli maç öncesi fair-play açıklaması okuyor. Emre Belözoğlu
Şike zanlısı iken kahraman edası ile televizyona çıkabilen, “Yaptıysam FB için yaptım” dedikten sonra kendisine diyecek laf bulamadığımız, askerden kaçmak için sahte çürük raporu aldığı iddia edildiği halde bunu yalanlayamayan, Yargıtay aldığı cezayı onarsa yeniden hapsi boylayacak başkan ve “Paşasının Müteahhidi Aziz Yıldırım...”
Şike tapelerinde anaya bacıya küfürleri ortalıkta savrulan Göksel Gümüşdağ’dan üniversite yöneticisi, Kavanozda sakladığı dışkısını eşinin üzerine boşaltan Sevan Nişanyan’dan aydın oluyorsa, Aziz Yıldırım’dan “Özgürlük Savaşçısı” olur elbet. Yıldırım Demirören’den mi? Ondan tek atımlık barut bile olmaz. Ha, bütün bunlar olurken ülke tarihinin en başarılı federasyon başkanlarından biri seçim kaybediyor. Teşekkürler Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık..