Cüneyt Özdemir ile Kanal D Ana Haber ilk gün istediği sonuçları alamadı.Hatta her zaman aldığı sonuçların da gerisinde kalıp haber bültenleri arasında 4. sıraya yerleşti.
İlk gün sonucuna bakarak bir dizi için olur ya da olmaz diyebilirsiniz ama ana haber öyle bir yer değil. Rahmetli Birand ilk sezonunda son derece kötü sonuçlar almıştı sonra ölünceye dek birinciliği kimseye kaptırmadı. Dolayısıyla reytinge bakarak ilk günden karara
varmak büyük hata olur...
* * *
Ana haber sunucularının oluşturdukları bir kimlik, algı vardır.Atv’de Cem Öğretir, soğuk kanlı, olaylara yukarıdan bakabilen bir kompozisyon çiziyor mesela. Buna karşın Fox Tv’de Fatih Portakal daha tez kanlı ve anlık reaksiyonlarla bültenini götürüyor. Cüneyt Özdemir’in ilk gün ekranda çizmeye çalıştığı portre hatta açılış konuşması Birand kokuyordu içinde Birand cümleleri de vardı.
Anlaşılır ve saygı duyulacak bir tercih bu, ancak Birand teklemelerini şirin hale getirmeyi beceriyordu, arada böyle bir fark var. İnsan ekranda tekleyemez mi, prompter kullanmayan çoğu kişinin başına gelir bu durum aslında. Ancak hemen bir hatırlatmada da bulunayım, Deniz Arman’ın ekrandan alınmasının nedenleri arasında prompter kullanmayıp sık sık teklemesi vardı.
Haberi okumak, haberi anlatmak, haberin içinde olmak hepsi ayrı ayrı tercihlerdir ya, bu konu zaman içinde netleşir ama Birand modelini seçtiyseniz zaten haberi okumazsınız....
* * *
Cüneyt Özdemir kendisinin söylediği “CNN-Turk’te 250 bin kişi seyrediyorsa, Kanal D’de 2,5 milyon kişi seyredecek” sözünü süratle unutmalı, bu onu daha rahat kılacaktır.
Sonra yayınlara başlamadan söylediği “Haberciliği değiştirmeye geliyorum, 2018 haberciliği yapacağız” tarzı cümleler, bir sürü şeyi ilk bültende yapamazsınız, o yüzden hem kendi heyecanınızı hem de seyircinin beklentisi iyi yönetmek gerekir.
Geçmişten bir not daha, rahmetli Birand ana haber için ekrana çıkmadan önce aylarca hazırlık yapmıştı, Cüneyt Özdemir ara dönemde hızlı geçiş yaptı, yapmak istediğine dair kararları varsa bile buna hazırlanmak ve dönüşüm elbette zaman alır.
* * *
Haberci şansı diye bir noktayı da unutmamak gerek. İlk bülten gününü Rumeli Feneri önündeki kazayla başladı Özdemir, haberin yürüyen yanları vardı, acaba bülten kıyıya ya da bir tekneye taşınmalı mıydı?
Gündemde çok başlık olduğu zamanlarda haberi dışarı taşımak riskli bir karar belki ama içinde Özdemir’in de olacağı işler düşünülebilirdi.
Uç bir örnek ama bir muhabir yakın bir noktada can yeleğiyle suya bırakılabilir ve vücut ısısındaki düşüş en azından bir saat için gözlemlenebilirdi.Seyirci artık farklı bülten istiyor, aynı haberleri, aynı ajans görüntüleriyle seyretmek istemiyor. O yüzden sunumdan çok bu noktanın üzerinde durmak lazım...