Dost Fetö dönemi, geleneksel kemalist kodlarına dönmeye çalışan Cumhuriyet Gazetesi, geçmişin izlerini silmek için, en iyi bildiği şeyi yapmaya başladı.. Saldırmaya.. “Bir zamanlar Gülen’le fotoğraf vermek için yarışanların şimdi ‘kandırıldık’ demelerinin hikâyesi” diye duyurulan bir yazı dizisine başlayacaklarmış.. Hiç durmasın FETÖ’nün medya propaganda üssü Cumhuriyet.. Başlasın bakalım ifşaata.. O başlasın, eksik kalan yerleri de biz tamamlayalım... Dün Cumhurbaşkanı’nın helâllik istemesini “itiraf” diye pazarlayan örgüt bülteni, kendi itiraflarına da yer verecek mi acaba bu yazı dizisinde?..
Göreceğiz..
- Buz gibi FETÖ operasyonu olduğu artık belli olan MİT TIR’ları ihanetine nasıl ortak olduğunu..
- Hrant Dink Cinayeti’ni nasıl FETÖ’den uzaklaştırıp başka adreslere dikkati çektiğini..
- Firari örgüt yöneticisi Celâl Kara’nın ‘1 Numara Erdoğan’ sözünü manşete çekmesini..
- Reyhanlı’daki terör saldırısında MİT ve Devleti suçlayan yayınlarını..
- FETÖ ile birlikte haraket ettiği anlaşılan PKK’yı, DHKP-C’yi kollayan haber ve yorumlarını..
- FETÖ’nün işgal hareketinden 10 gün önce yurtdışına giden genel yayın yönetmenini?..
Yazabilecek misin bunları?..
“Fotoğraf çektirmek için sıraya girdiler” demiş..
Size girilen sırayı hatırlatayım FETÖ’nün kullanıp, buruşturup attığı ‘Cumhuriyet’çiler..
6 Ekim 2012’de, basına kapalı Pensilvanya buluşmasına, gazetenin olurunu da alarak (2 Mart 2014 / Aydınlık Gazetesi) giden Leyla Tavşanoğlu girdi fotoğraf çektirme sırasına..
O fotoğrafı gördünüz ama gazetenizde basamadınız..
Çünkü örgüt bu buluşmanın gizli kalmasını söylemişti, siz de kabul ettiniz..
Ne zaman ki Yusuf Kaplan, bu geziden izlenimlerini köşesine taşıdı, kabul etmek zorunda kaldınız. Delikanlı gibi yayınlasanıza o fotoğrafı..
“Yasaklanan Gülen Dizisi” diye duyurulan Nurettin Veren mülakatını yayınlayacakmış Hikmet Çetinkaya.. Aynı Hikmet Çetinkaya, 2011’de FETÖ’nün legal görünümlü illegal merkezi Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın kahvaltısına gidip, “ben değiştim” demedi mi?.. “Artık Gülen’i tehdit-tehlike olarak görmüyorum” demedi mi?.. Benden söylemesi.. Cumhuriyet Gazetesi, kendini çok da bu süreçten kurtarmış gibi görmesin..
Atalay’ın yüzüne tükürmek!
Bir gazeteci Atalay Demirci ile mülakata gidiyor..
Mülakatın ortasında, “keselim” deyip, Demirci’ye hakaretler yağdırmaya başlıyor..
Ardından da yüzüne tükürüp orayı terk ediyor..
Biz nereden biliyoruz..
Çünkü her anı, kenardan bir cep telefonuyla saniye saniye kaydedilmiş..
1) Mülakatı yapan gazeteci, tepkisini acaba mülakat içindeki sorularıyla sıkıştırarak gösterse daha doğru yapmış olmaz mıydı?..
2) Nedamet getirdiğini söylemiş birine bu denli büyük tepki gösterilmeli miydi?
3) Ankara’dasın ve yüzüne tükürecek Atalay’ı mı kestirdin gözüne?!..