Cumhuriyet gazetesinin FETÖ tarafından teslim alındığını ilk günden beri en yüksek sesle dillendiren isim, gazetenin tasfiye edilen yazarlarından Mehmet Faraç.. Dün Aydınlık’taki yazısında Cumhuriyet’in FETÖ’nün emrine nasıl girdiğini yazmış..
“…. 80 yaşını aşmış İlhan Selçuk’u gözaltına aldıran FETÖ’cülere Cumhuriyet gazetesini siper edenlerin, salt kendilerini kurtarma uğruna takiyeye sığınabilmesini gazete okurları ve çalışanlarının vicdanına bırakıyorum… Cumhuriyet gazetesinin tüm mallarını satarak batma noktasına getiren ey Akın Atalay, sen değil miydin Zaman gazetesiyle birlikte aynı manşetleri atan, sen değil miydin devlet FETÖ’nün medyasına el koyarken siper olan ve operasyonlara karşı gazete ilanlarına imza atan?.. … İtibarını yok ettiğin Cumhuriyet’in sayfalarını FETÖ operasyonlarına karşı kullananlar, tazminatsız işten attırdığın Atatürkçüler miydi?.. Yazarları Pensilvanya’ya, muhabirleri FETÖ’nünTUSKON’una, Hikmet Çetinkaya gibileri de cemaatin sofrasına gönderenler, gazetede sansürlenerek tasfiye edilen Atatürkçü yazarlar mıydı?…. 90 yaşındaki Oktay Akbal’ı hasta yatağında maaşından eden ve İlhan Selçuk’un kemiklerini sızlatma uğruna, Atatürk düşmanı liboşları gazeteye dolduran ben miydim?….” Savcı ne derse desin, hakim ne karar verirse versin.. İçeriden bir ses olarak Mehmet Faraç’ın feryadına kulak tıkanmaması gerekiyor..
Giderken de Vatansever Olmak
Fatih Terim’in gidişi her açıdan çok konuşulacak bir olay kuşkusuz.. Ama kamuoyu en çok bir meseleye odaklanmış durumda.. Tazminat olarak federasyondan kalan 1 yıllık sözleşmesine karşılık 3.5 milyon Euro para alması eleştiriliyor.. 12-13 Milyon Lira gibi bir para yani.. Kimse herhangi bir görevi (vatan hizmeti diye pazarlasa bile) kimseden bedava yapmasını istemiyor elbette.. Ama en azından giderken insaf edin ya hu..
Hafriyat Kamyonu Şoförleri
Çocuklar Duymasın dizisinin yeni çekilen bölümlerinde diyaloglara gizlenmiş mesajlar olduğunu farkettik.. Bu aslında eskiden beri vardı. Ama o zamanlarda sosyal medya olmadığı için o mesaj dolu bir kaç saniyelik kısımlar kesilip montajlanıp vatandaşın gözüne sokulmuyordu. Şimdi hiç diziyi izlemeyenler bile “Taş Fırın Erkeği Haluk”un hafriyat kamyonlarını savunan repliğini ezbere biliyor.. Dolayısıyla dizinin o bölümünü izlemeyen bendeniz de o sözlere vakıfım…
Her gün saatlerce trafikte olan bir kardeşiniz olarak bu köşede defalarca eleştirdiğim hafriyat kamyonları konusunda bana farklı bir bakış açısı getirdiği için Birol Güven başta olmak üzere, ekipteki herkese teşekkür ederim.. Bırakın güçlü ve büyüyen Türkiye, inşaat sektörünün yarattığı istihdam vesaire kısımlarını.. Tamer Karadağlı, tamamen inanarak ve inandırarak;“.. o kamyon şoförleri sanki bayılıyor sizin dar sokaklarınızda direksiyon sallamaya..” dedi ya.. Bence en önemli kısmı orasıydı.. Çok küçük paralara çalışıyorlar.. En riskli işlerden birini yapıyorlar.. O koca kamyonla, bizim konforlu klimalı arabalarımızda tahammül edemediğiniz yollarda, rızık peşindeler.. Az empati yapmak lazım…